Eğitim, son dönemde en yoğun tartışmaların ve değişimlerin yaşandığı alan oldu ve olmaya da devam ediyor. Değişim denildiğinde akla ilk olarak ilerleme ve olumlu olana yönelme gelse de eğitim alanında yaşananlar aslında bunun tam tersi istikamette gerçekleşmektedir. MEB yönetiminin ve siyasi iktidarının eğitime bakış açısı ve eğitimi yeni bir rejimin inşasında oldukça etkin kullanmaya çalışmaları eğitimle ilgili meselelerin temel gündemler olmasının ana nedenleri olarak ifade edilebilir; eğitim, politik bir araç olarak kullanıldıkça da bu tartışmalar artarak devam edecektir.
Dersler, eğitimle ilgili konulara muktedirin bakmamızı istediği pencerenin dışında farklı bir açıdan bakmaya ve bunu da okuyucuları ile buluşturmaya çalışmayı hedeflemektedir. Dersler, önümüzdeki dönemde eğitimle ilgili pek çok konuyu tartışmaya açacak ve bunlarla ilgili sorduğu sorulara yanıtlar arayacak. Dersler, ayrıca okuyucularına her ayın eğitim gündemini, nelerin yaşanmakta olduğunu ve bunların ne anlama geldiğini tartışmaya çalışacak. Her ayın eğitim gündeminde altını çizmemiz gereken konuları ve yaşanan süreci anlamamıza katkı sunacak gelişmeleri okuyucuları ile buluşturmaya çalışacak. Haydi başlayalım…
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmen alımında uygulanan mülakat ve yapılmayan atamalar, okulların temizlik ve güvenlik sorunu, Maarif Modeli ve yeni öğretim programları, ÇEDES ve benzeri protokoller ile eğitim ortamının cemaat ve tarikatlara açılması, taşımalı eğitime getirilen kısıtlamayla eğitim hakkının sınırlandırılması, okul öncesi başta olmak üzere eğitim dışına çıkan öğrenci sayısında yaşanan artış, liselerle ilgili yaşanan tartışma. Liste uzayıp gidiyor. Kuşkusuz yaşanan sorunlar burada sıralananlarla sınırlı değil ancak ilk akla gelenleri bile sırladığımızda dahi oldukça uzun bir listeyle karşı karşıya kalıyoruz.
ÖMK: Amaç Yeni Bir Öğretmen Kimliği İnşaası
03 Temmuz 2024 Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağının Milli Eğitim Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşmeleri başladı ardından da 9 Temmuz 2024 Öğretmenlik Meslek Kanunun taslağının genel kurul görüşmeleri başladı; yasa taslağı son olarak 10 Ekim 2024 tarihinde TBMM’de oylanarak kabul edildi.
Gerçek anlamda bir meslek kanunu olma özelliği taşımayan taslak esas olarak Maarif Modelinin hedeflediği öğrenci profilinin oluşturulmasında görev alacak bir öğretmen kimliği oluşturmayı hedefliyor. Bunun için geliştirdikleri en önemli araç ise Milli Eğitim Akademileri; bu araçla MEB öğretmenleri çok katı bir eğitim ve elemeden geçirmeyi hedeflemektedir. Eğitim fakültelerinin varlık nedenini ortadan kaldıran ÖMK iktidarın öğretmenini oluşturmayı hedefleyen bir yaklaşım üzerine inşa edilmiştir. ÖMK ile ilgili daha ayrıntılı bir değerlendirme kısa süre içerisinde paylaşılacaktır.
Yeni Maarif Modeli: Öğrenci Kimliği İnşaası
Maarif Modeli ve buna bağlı olarak oluşturulan öğretim programları uzunca bir süredir gündemimizi meşgul etti ve etmeye de devam ediyor. Siyasi iktidarın politik varlığını güçlendirecek ve sorunsuz devamını sağlayacak kuşakları yetiştirmek amacıyla kurgulanan bu modelin kabullenildiğine dair bir algı yaygınlaşsa da bu modele de öğretim programlarına itiraz etmeye devam etmek gerekiyor.
“Mülakat Gibi Mülakat” Vaadinin Çöküşü
Bu dönemin en tartışmalı ve iktidarın doğasını anlamamamıza katkı sunan gelişmelerinden biri de öğretmen istihdamı alanında yaşandı. İlk olarak atamaların KPSS puan üstünlüğüne göre değil de “mülakat” sonuçlarına göre yapılacağı açıklandı; ardından da mülakata karşı Danıştay’a açılan davaların esastan sonuçlarının beklenmesi gerekçesi ile mülakat sonuçları açıklanmadı ve öğretmen atamaları yapılmadı. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak ücretli öğretmen sayısının ve oranının bugüne dek hiç olmadığı kadar artmasına tanıklık ettik.
14-28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler öncesinde hem iktidarın hem de muhalefetin ortak vaatlerinden biri de kamuya istihdamda “mülakatın” kaldırılacağı olmuştu. Seçimler sonrasında ise siyasetin “pragmatik” doğasına bir kere daha tanıklık ederek verilen bu sözden nasıl geri dönüldüğünü izledik. Milli Eğitim Bakanının, “mülakat gibi mülakat yapacağız” sözleriyle atama bekleyen yüzbinlerce öğretmen yeniden umutlarını yitirdi; ancak ne acı ki yapılan mülakatların sonuçları dahi açıklanmadı. Yanlışlıkla açıklanan kimi sonuçlar ise birkaç saat sonra erişime yeniden kapatıldı.
Öğretmenlik Meslek Kanununun geçici 2. maddesine göre 1 Eylül 2025 tarihine kadar yapılacak öğretmen alımlarında eski mevzuat, bu tarihten sonra yapılacak öğretmen alımları ise ÖMK’ya göre yapılacak. Mülakat sonuçlarının açıklanarak öğretmen atamalarının yapılması Danıştay kararı sonrasına bırakıldığı için şimdi bu kararın verilmesini bekleyeceğiz; ancak Danıştay’ın bazı davalarda karar vermesinin yıllar sürmesi dikkate alındığında bu sürecin Eylül 2025 öncesinde sonlanması kesin değil. Bu süreci de izlemeye devam edeceğiz.
Öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatılması AKP iktidarları buyunca başvurulan bir yöntem oldu ancak bu yıl bu yöntem kalıcı ve asıl istihdam biçimine dönüştü; atama yapılmaması ücretli öğretmen sayısını çok daha yüksek oranlara çekti; aynı okulda 21 ücretli öğretmenin görevlendirildiğine bu dönemde tanıklık ettik. Ücretli öğretmenlik ve eğitim başlığını önümüzdeki dönemde ayrıntılı ve çok yönlü tartışmak gerektiği açık.
Kamu Tasarrufu En Çok Okullardan..!
Okulların açılmasından bu yana kamuoyunun gündeminde okullarda yeterli sayıda temizlik ve güvenlik emekçisi olmamasından kaynaklı yaşanan temizlik sorunu var. Toplum Yararına Programlar kapsamında istihdam edilen emekçiler uzunca bir süredir okulların temizlik ve güvenlik işlerini yapmaktaydılar. Yaşanan ekonomik krizin faturasını halka kesen iktidar çözümü kamu hizmetlerinden tasarruf etmekte buldu. 29 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan İşgücü Uyum Programı ile TYP kaldırılmış oldu. İUP, aylık 7-8 bin TL’ye emekçilerin bir ay çalışmasını isteyen adeta gönüllü kölelik programıydı; doğal olarak programa istenen sayıda başvuru olmadı ve bundan dolayı da okullarda temizlik yapacak görevliler olmadığı için temizlik ve hijyen ciddi bir sorun olarak ortaya çıktı. Kamuoyunun tepkisi ile yeniden TYP kapsamında görevlendirmeler yapıldı ve sorun geçici olarak çözülmüş oldu. Bu sorunun kalıcı olarak ortadan kalkması için kadrolu temizlik ve güvenlik görevlisi istihdam etmek dışında seçenek yok.
Taşımalı Eğitim Artık Taşımıyor!
Taşımalı eğitimle ilgili yapılan değişiklikle öğrencilerin eğitime erişiminde yaşadığı sorunlar bu dönemin önemli konularından biri oldu. Taşıma kapsamına alınacak okulların taşıma merkezi olan okula en fazla 30 kilometre mesafede olması kuralı sorunun ana nedeni haline geldi. Milli Eğitim Bakanı katıldığı bir TV programından öncelikle pansiyonların doluluk oranlarını artırmak istediklerini ve ondan dolayı bu mesafe sınırlarının konulduğunu ifade etti. Bu konuda Bolu’da Veli Der, taşıma kapsamından çıkarılan köylerin muhtarları ve velilerle Eğitim Sen etkin bir mücadele sürdürmekte ve kilometre sınırının kaldırılması için uğraşmaktadır. Bu da yine takip edilmesi gereken konulardan biri olarak önümüzde durmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan MEB istatistikleri eğitim alanında uygulanan politikaların öğrencilerin eğitimden uzaklaşmasına neden olduğunu ortaya bir kere daha koymuştur. Ortaöğretim ve okul öncesi öğretimde öğrenci sayılarında yaşanan düşüşün çok yönlü olarak tartışılması ve bu düşüşün eğitim politikaları ile bağının kurulması gerektiği açıktır.
MEB bakan yardımcısının lise eğitiminin tartışılması gerektiğine dair sözleri ve bunun hemen ardından basına servis edilen kimi bilgiler önümüzdeki dönem bu konunun da gündemde tutulması gerektiğini göstermiştir. Özellikle zorunlu eğitimin süresini kısaltma ve çocuk işçiliğini yaygınlaştırma perspektifi ili hareket edildiği göz önünde bulundurularak tartışmalara dahil olunması gerekmektedir. Ağustos ayında yayınlanan Mesleki Eğitim Politika belgesi bu anlamda ayrıntılı olarak tartışılmaya açılmak durumundadır.
Eğitim gündemi artık ülke gündemini belirler bir noktaya gelmiştir. Siyasi iktidarın eğitim aracılığıyla yeni bir rejim inşa etme çabası doğal olarak bu alanı temel mücadele alanlarından biri haline getirmektedir. Bu alanda yaşanacak gelişmeler sadece öğrencilerin değil toplumun geleceğini de belirleyecek niteliktedir. Bu nedenle eğitim gündemini yakından takip etmek, yaşananları anlamaya çalışmak ve olası sonuçları ile ilgili kamuoyunu uyarmak önemli bir sorumluluk haline gelmiştir. Ortaya koyduğumuz çaba da bundandır.
Görüşmek üzere…






















