Yeni Eğitim Modelinde Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Çağdaş Niteliklere Kavuştu mu?

Kategori : Güncel

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bu yıl MEB’e bağlı tüm devlet okullarında ve özel okullarda uygulamaya konuldu. Öncesinde bu modelin dersler bağlamında içeriği hakkında neredeyse hiçbir bilgisi olmayan öğretmenlerin bir kısmına, 3-4-5 Eylül tarihleri arasında seminerler verildi. Bu alelacele verilen eğitimlerle yeni döneme başlandı. Yeni model anlatılırken özellikle de müfettiş denetimlerine sık sık vurgu yapılarak modelin temel felsefesi ve içeriği anlaşılmadan uygulamalara geçildi (Ne de olsa kervan yolda düzülürdü!). Bu koşuşturmaca içinde Türk dili ve edebiyatı öğretmenleri de öncelikle yeni modelle değişen kavramları anlamaya çalıştılar. Sonra kavramları da tartışmayı bırakıp yönergelerde yazan uygulamalara odaklandılar. Grup çalışmaları, giriş çıkış kartları, öğrenme kalıntıları, karekodlar, portfoylar derken her kafadan farklı ses çıkmaya başladı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarının söyledikleri mi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanlarının söyledikleri mi yoksa üç günlük kafa karıştıran seminerlerde uzmanların! söyledikleri mi doğruydu? (Tüm bu karmaşıklığa karşın MEB’in güzel bir cevabı vardı: “Maarif kelimesinin kökündeki arif gibi olan biteni sezmeniz yeterli, daha neyi anlayacaksınız!”)

Öncelikle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni bütünüyle tartışmak bu yazının konusu değildir; çünkü bu, çok daha kapsamlı bir çalışmayı gerektirir. Nitekim bu modelin nasıl ortaya çıktığını ve eğitim bilimleri açısından olumlu ve olumsuz yönlerini sorgulayan çalışmalar olduğu gibi[1]; söz konusu modeli eğitim bilimleri açısından gayet yeterli bulan, ama yeterince “milli” ve “yerli” olmadığı için bu modeli olumsuz yönde eleştiren çalışmalar da vardır.[2]  Bu yazının konusuysa Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli içinde yer alan 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersiyle sınırlıdır. Bunun en önemli sebebi ise bu modelin liselerde 9. sınıftan itibaren başlatılması ve edebiyat metinleri ile ilgili elimizdeki verinin sadece MEB tarafından okullara dağıtılan 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında bulunmasıdır.

Yeni Modele Göre Türk Dili ve Edebiyatı Dersinin Amacı

Yeni eğitim modeline göre tasarlanmış 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı dersine, eğitim modelleri ve öğretim teknikleri gibi farklı açılardan bakılabilir elbette. Fakat bu hem daha kapsamlı hem de bu yazının formatını da aşan bir çalışmayı gerektirir. Genel bir değerlendirme yapabilmek için yeni modelin Türk dili ve edebiyatı dersleri için amaçladığı niteliklere ve bu amaçları gerçekleştirmek için sunduğu materyale, yani 9. Sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabına, bakmak daha doğru olacaktır.

“Aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim” nesiller yetiştirmek hedefi olan yeni model, Türk dili ve edebiyatı dersleri için amacını şu şekilde belirtmektedir:

Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı aracılığıyla öğrencilerin edebiyatla tanışmaları, Türk dilinin inceliklerini keşfetmeleri, dil becerilerini etkin kullanmaları, metinlerden hareketle olay ve olgulara eleştirel bir bakış açısıyla bakmaları ve estetik zevk almaları amaçlanmaktadır. Öğrencilerin sadece edebi metinler açısından değil kültürel, tarihsel, toplumsal ve felsefi açılardan da donanımlı bireyler olmaları öngörülmektedir. Bu nedenle Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı’nda tematik yaklaşım benimsenerek öğrencilerin edebiyata karşı daha bütüncül bir bakış açısı kazanmaları hedeflenmektedir.” [3]

İlk bakışta, gayet çağdaş ve modern dünyanın ihtiyaçlarına cevap veren bir dille kaleme alınmış gibi duran bu programın devamındaysa amaçlar biraz daha ayrıntılandırılmış ve Türk dili ve edebiyatı derslerinde bu amaçlar doğrultusunda neler yapılacağı açıklanmıştır:

Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı’nda dilin evrensel ve yerel boyutları ele alınarak öğrencilerin edebi eserler aracılığıyla düşünsel ve duygusal zenginlik kazanmaları hedeflenmektedir. Bu amaçla program, öğrencilerin edebiyat alanındaki bilgi, beceri ve tutumlarını geliştirirken aynı zamanda onların bütüncül bir şekilde geliştirilmesine olanak tanıyacak ve derinlemesine öğrenmeyi teşvik edecek şekilde tasarlanmıştır. Program, Türk dili ve edebiyatının farklı dönemleri arasında bağlantı kurarak öğrencilerin geçmişle günümüz ve edebiyat ile gerçek yaşam arasında köprüler kurmasını sağlamak; bu bağlamda Türk kültürüne ait unsurlara yönelik farkındalık oluşturmak amacı taşıyan bir içerik üzerine inşa edilmiştir. Ayrıca, dersin içeriğinde son dönemdeki yenilikler takip edilerek öğrencilerin çağdaş edebi eserlerle etkileşime girmeleri, çağın dil ve edebiyat anlayışını fark etmeleri amaçlanmıştır.” [4]

Bu açıklamaların yanında, edebiyat dersinin öğrencilerin dinleme/izleme/okuma ve yazma dil becerilerini geliştirmeye yönelik “yeni” uygulamalarından bahsedilmektedir. Asıl vurgulanansa “öğrenci merkezli bir yaklaşımın” benimsendiğidir.  Ayrıca 207 sayfalık bu kitapçıkta en az 33 kez “yaratıcılık” kelimesinin de vurgulandığı görülmektedir.

Yeni Modelin Amaçlarına Büyüteç Tutmak

Şimdi yukarıda alıntıladığımız iki paragrafta belirtilen amaçları maddeleştirerek değerlendirelim:

1-) Öğrencilerin edebiyatla tanışmaları

2-) Türk dilinin inceliklerini keşfetmeleri

3-) Dil becerilerini etkin kullanmaları

4-) Metinlerden hareketle olay ve olgulara eleştirel bir süreçle bakmaları

5-) Estetik zevk almaları

6-) Edebi metinler yanında; kültürel, tarihsel, toplumsal ve felsefi açılardan da öğrencilerin donanımlı bireyler olmaları

7-) Dilin evrensel ve yerel boyutları ele alınarak öğrencilerin edebi eserler aracılığıyla düşünsel ve duygusal zenginlik kazanmaları

😎 Dersin içeriğinde son dönemdeki yenilikler takip edilerek öğrencilerin çağdaş edebi eserlerle etkileşime girmeleri, çağın dil ve edebiyat anlayışını fark etmeleri

Tekrara düşmeden ve iki alıntıdan yola çıkarak  yeni modeldeki amaçları yukarıdaki şekilde maddeleştirebiliriz.

Amaç ve Araç Arasındaki Büyük Açı

Yukarıda maddeleştirerek verdiğimiz amaçları gerçekleştirmek için MEB’in özellikle öğretmenlere sunduğu en önemli araç, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabıdır. Hatta 3-4-5 Eylül’de yapılan seminer eğitimlerinde uzman (!) kişiler, bu ders kitabının kullanımının zorunlu olduğunu ve özellikle de bu ders kitabında olan her etkinliğin yapılıp yapılmadığının müfettişler tarafından denetleneceğinin altını çizmişlerdir. Fakat bu uygulama, eğitim bilimlerinin doğasına aykırıdır; çünkü ders kitapları bir öğretmen için ancak “rehber” olabilir. Öğrencilerin düzeylerine ve daha başka etkenlere göre; ders kitapları dışındaki örnekler, metinler, konu anlatımları öğretmen tarafından başka kaynaklar kullanılarak da verilebilir. Nitekim aşağıda da göreceğimiz gibi MEB’in Türk dili ve edebiyatı dersi için belirlediği amaçla bu amaçlara ulaşabilmek için hazırlattığı 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabı arasında önemli bir açı farkı vardır.  İlk maddeden başlayarak bu açı farkını daha ayrıntılı bir biçimde ele alalım.

Öncelikle ilk maddede, “öğrencilerin edebiyatla tanışmaları sağlanmalı” gibi bir ifade kullanılmıştır. Öğrenciler edebiyatla lise çağında mı yoksa çok daha erken çağlarda mı tanışmalıdır? Bu ifade ile tam olarak kastedilmek istenen nedir? Anlaşılmamaktadır. Eğer öğrenciler liseye kadar edebiyatla tanışmamışlarsa burada çok ciddi bir sorun vardır.

İkinci maddeyi ele alırsak, Türk dilinin inceliklerini keşfetmeleri ve dil becerilerini etkin bir şekilde kullanmaları için öğrencilerin hem okuma hem de yazma eylemlerini birlikte ve süreklilik ilişkisi içinde uygulaması gerektiği açıktır. Özellikle de öğrencilerin Türk dilinin inceliklerini keşfetmeleri için seçilen metinlere olabildiğince özen göstermek gerekir. Nitekim Türk dilinin gelişimini doğrudan etkileyen Nedim, Tevfik Fikret, Nazım Hikmet, Orhan Veli gibi Türk edebiyatının özgün isimlerine yeni eğitim modeline göre tasarlanan 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında neredeyse hiç yer verilmemiştir. Diğer Divan şairlerinden örnekler verilirken Mahallileşme akımı ile İstanbul’da konuşulan gündelik dili Divan şiirine taşıyan Nedim’in şiirlerine hiç yer verilmemiştir. Hem konu hem de biçim bakımından Türk şiirine yenilikler getiren Tevfik Fikret’in tek bir şiiri bile yoktur. Türk şiirinin içerik ve biçim olarak değişmesinde ve gündelik her meselenin şiire girmesinde çok önemli etkileri olan Nazım Hikmet’in ve Orhan Veli’nin sadece birer şiirine yer verilmiştir. Burada söz konusu şairlerin kendisinden sonraki Türk şairlerini derinden etkilediği, ayrıca Nazım Hikmet’in birçok farklı ülkedeki şairler üzerinde de büyük bir etkisi olduğunu özellikle vurgulamamız gerekir. Nitekim Türk şiirinin bu önemli yapıtaşlarına yer verilmezken MEB aynı edebiyat kitabında Necip Fazıl Kısakürek’in beş şiirine yer vermiş ve Necip Fazıl Kısakürek hakkındaki bir yazı da kitapta yer bulmuştur. Bu tercihlerde amaç, öğrencilerin Türk dilinin inceliklerini keşfetmesi mi yoksa ideolojik olarak belli isimlerle mi buluşturulmasıdır? Bu sorunun yanıtıyla, üçüncü maddedeki amacın da geçersiz olduğu kolayca görülen bir gerçektir. Çünkü dilin inceliklerini kullanabilmek için öğrencilerin öncelikle Türk dilinin değişiminde büyük rol oynayan isimlerin eserleriyle karşılaşmış olması gerektiği açıktır.

Dördüncü maddedeki amaç, metinlerden hareketle öğrencilerin olay ve olgulara eleştirel bir süreçle bakmaları gerektiğini öngörmektedir; fakat ders kitabında yer alan metinler ortadadır. 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabında yer alan “Başka sanat bilmeyiz” diyen Faruk Nafiz Çamlıbel’in “San’at” şiiri mi, “Picasso İslam sanatından ne anlar” diyen Rasim Özdenören’in yazısı mı yoksa maddecilik teorilerine savaş açmış Sezai Karakoç’un yazısı mı öğrencilerin olay ve olgulara eleştirel bir süreçle bakmalarını sağlayacaktır? Üstelik bütünüyle ideolojik olarak seçilen bu metinlerin öğrencilerde estetik bir zevk oluşturacağına kim inanabilir? Bu yönüyle beşinci maddedeki amaca ulaşabilmek de imkânsızdır.

Altıncı ve yedinci maddeler çok önemli ve âdeta edebiyat dersinin asıl amacıdır. Öğrencinin kültürel, tarihsel, toplumsal ve felsefi açıdan yeterli donanıma sahip olarak dilin evrensel ve yerel boyutlarını fark etmesi ve duygusal-düşünsel dünyasını geliştirmesi edebiyat derslerinden beklenen asıl çıktılardır. Fakat bunu yapabilmek için evrensel bir boyutta ve bilimsel bir anlayışla tasarlanmış bir edebiyat ders kitabına ihtiyaç vardır. Bu edebiyat kitabı, seçilen edebi metinlerle, insanlığın kültürel yolculuğunu tanıtırken öğrencilerin hem evrensel hem de yerel edebi ürünlerle karşılaşmasını sağlamalı ve bunun yanında insan hakları, çocuk hakları, ekolojik sorunlar, toplumsal cinsiyet rolleri gibi çağdaş sorunlara da yer vermelidir. Böylece  öğrenciler, bu edebiyat ders kitabı sayesinde karşılaştırmalar yaparak bu konular karşısında kendi duruşunu  özgün bir biçimde yorumlayabilme fırsatı bulmuş olacaktır.

Öğrencilerin estetik zevk alması için çağdaş edebi eserlerle etkileşime girmesini amaçlayan sekizinci madde de çok önemlidir. Fakat yukarıda, neredeyse her madde de, belirttiğimiz gibi “yerli” ve “milli” ideolojik kaygılarla seçilen metinlerle bu imkânsızdır.

Sonuç Yerine

MEB’in Türk dili ve edebiyatı dersi için belirlediği amaçların en temelinde; öğrencilerin edebi metinleri sorgulayıcı bir bakışla okuma, anlama ve sonunda da kendi özgün yorumuyla değerlendirebilme yeteneğinin gelişmesine vurgu yapılmaktadır. Fakat bir edebi metnin sorgulayıcı bir bakışla okunabilmesi için öğrencilerin yüzeysel okuma ve derin okuma yapmasını bilmesi ve bu okumalardan sonra oluşan özgün çıkarımlarını ele aldığı bir yazı veya bir konuşmayla sınıf ortamında sunabilmesi gerektiği açıktır. Nitekim söz konusu ders kitabında, özellikle de yüzeysel okuma ve derin okuma hakkında hiçbir bilgi yoktur. Dolayısıyla bu okumaları bilmeyen ya da öğrenmeyen öğrencilerden “yaratıcılık” beklemek bir hayaldir. Kaldı ki bu “okumaları” bilen öğretmen sayısı da çok azdır. Çünkü üniversitelerin Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği bölümlerinin ders kataloglarına bakıldığında, göstergebilim ya da metinler arasılık gibi çağdaş eleştiri kuramlarının verildiği derslerin birçok eğitim fakültesinde verilmediği görülecektir.

Bu yazıda ele almadığımız, fakat bu eğitim modelinin genel amacı olan “değerler” konusunda ise en çok anlam Türk dili ve edebiyatı derslerine yüklenmektedir. Edebiyat eğitiminin amacı hiçbir zaman “yerli” “milli” ve “ahlâklı” insan yetiştirmek gibi soyut kavramlarla açıklanamaz. Edebiyat eğitiminin asıl amacı; toplumun ve tüm insanlığın kültürel birikimi olan metinleri derinlemesine anlayabilecek, yerel ve evrensel düzeyde bu metinleri karşılaştırabilecek, analizlerini etkili bir dil kullanarak yorumlayabilecek ve empati yeteneği gelişmiş, insan-doğa haklarına saygılı bireyler yetiştirebilmektir. Tam da bu amaca karşıt olarak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde  “aklıselim” “zevkiselim” “kalbiselim” nesiller yetiştirilmesinin hedeflediği sürekli vurgulanmaktadır; fakat bu ifadeler dondurulmuş bir idealliği temsil eder. Oysa yaşamın gerçek kuralı dinamizmdir, yani hareket ve değişimdir. Yaşamın gerçek ritmine ayak uyduracak doğru bir edebiyat eğitimi de aklı hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştirmeyi hedeflemekle olur.

Kaynak: 

[1] Prof. Dr. İbrahim Hakan Karataş’ın yazdığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Hakkında” makalesi bu modeli eğitim bilimleri açısından eleştirel bir tutumla ele almıştır. bk. Karataş, İ.H. (2024). “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Hakkında”. Alanyazın Eğitim Bilimleri Eleştirel İnceleme Dergisi. 5 (1). 6-11.

[2] Prof. Dr. Burhan Akpınar ve Doç. Dr. Bahadır Köksalan ABD kökenli olan bu eğitim modelini daha “milli” ve daha “yerli” unsurlarla donatmak gerektiğini özellikle belirtmişler ve bu modeli de bu nedenle eksik bulduklarını ifade etmişlerdir. bk.  Akpınar, B. ve Köksalan, B. (2024). “Eğitimde Maarif ve Müfredat Yenileme İhtiyacı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Üzerinden Teorik Bir Analiz.” Tarih Okulu Dergisi. 17 (68). 27-48.

[3] Ortaöğretim Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı (Hazırlık 9,10,11 ve 12. Sınıflar) Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2024.  s.4  . erişim tarihi: 22.09.2024     https://tymm.meb.gov.tr/upload/program/2024programturh9101112Onayli.pdf

[4] Ortaöğretim Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Öğretim Programı (Hazırlık 9,10,11 ve 12. Sınıflar) Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2024.  s.5  . erişim tarihi: 22.09.2024

https://tymm.meb.gov.tr/upload/program/2024programturh9101112Onayli.pdf

Paylaş:
Etiketler : Çağdaş Eğitim, Müfredatta Nazım Hikmet Var mı?, Müfredatta Orhan Veli Var mı?, Nazım Hikmet, Nedimi, Orhan Veli, Picasso İslamdan Ne Anlar?, Tevfik Fikret, Türk Dili ve Edebiyatı Müfredatı, Türkçe Eğitimi, Yeni Maarif Modeli

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Eğitimde Geçen Hafta 14-20 Ekim 2024
Eğitimde Geçen Hafta 21-27 Ekim 2024