Liles Dunn: Adalet İçin Öğrenmek Ne Anlama Gelir?

Kategori : Eğitim Dünyası

Yazan:  Jalaya Liles Dunn

Çeviren: Melih Uysal

Demokrasimizin gücü, daha basit bir ifadeyle, her birimizin hayatını özgürce şekillendirebilme hakkı, insanlığımızı merkeze alan ortak bir amaç için birbirimize bağlı kalabilme yetimizle şekillenir. Bu karşılıklı bağlılığı yitirdiğimizde ve özgürlüklerimizin birbirine bağlı olduğunu kavrayamadığımızda, ortak gücümüz zayıflar, demokrasimiz yara alır.

Birbirimizle topluluk içinde tartışarak, kararlar alarak ve harekete geçerek değişimi güçlendirme kapasitemiz artar. Topluluk olarak nasıl bir araya geldiğimizi bilinçli bir şekilde tasarlamak, demokrasi pratiğine atılan ilk adımdır. People, Power, Change: Organizing for Democratic Renewal kitabında Marshall Ganz, birçok insanın artık “bir araya gelme alışkanlığını kaybettiğini” söyler. Ganz, demokrasiyi güçlendirmenin yolunun onu pratik ederek öğrenmekten geçtiğini vurgular.

Demokratik pratiğin azalması, Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi’nin (SPLC) Öğrenme için Adalet programını daha kapsayıcı ve topluluk temelli bir eğitim yaklaşımına yöneltti. Otuz yıllık eğitim tecrübemiz, insanları topluluk olarak öğrenmeye teşvik etme konusundaki eksikliği ele almamıza zemin hazırladı. Birlikte öğrendiğimizde, kamu okullarımızı kapsayıcı, güvenli ve demokratik alanlara dönüştürmek için bir hareket inşa ederiz. Böylece gelecek nesil liderlere zayıf ya da yok olmaya yüz tutmuş değil, gelişen bir demokrasi bırakabiliriz. Bu kritik dönemde demokrasimizi güçlendirmek için Öğrenme için Adalet programının evrimi, üç pedagojik ilkeye dayanıyor: demokrasi pratiği pedagojisi, uygulama pedagojisi ve ezilenler için adalet pedagojisi. Bu modeller, “adalet için öğrenmenin” ne anlama geldiğini somutlaştırmaya yöneliktir.

Çocukların Savunması Fonu Başkanı Starsky Wilson, bir kutlama etkinliğinde, sivil haklar lideri merhum Rahip C.T. Vivian’dan bir ders paylaşmıştı. Vivian, bir topluluk oluşturmanın –ortak bir vizyon etrafında birleşmenin– mesaj, yöntemler ve araçlar gerektirdiğini açıklamıştı.

Birlikte hareket etmenin “araçları”, demokrasi pratiğini öğrenmeye yönelik bir pedagojiyi gerektirir. Demokrasi pratiğimiz, yerel özerkliği merkezine alır ve toplulukları demokrasinin laboratuvarları olarak görür. LFJ Teaching Hard History adlı podcast bölümünde, tarih profesörleri Hasan Kwame Jeffries ve Jelani Favors, sosyal hareketlerde mekanların önemini vurgular. Favors, liderlerin hazırlandığı ve stratejilerin geliştirildiği özenle tanımlanmış alanların sosyal hareketler için kritik olduğunu belirtir. Bizim de tüm topluluk üyeleri için benzer şekilde tasarlanmış bir “üçüncü müfredat” inşa etmemiz gerekiyor: sıradan insanların birlikte öğrenip, tartışıp kararlar alabildiği ve harekete geçebildiği bir alan.

Yöntemlerimiz, bir uygulama pedagojisini gerektirir. Pratik yaparak öğreniriz; ne yaparsak, o oluruz. SPLC’nin ilk başkanı Julian Bond, Öğrenci Şiddetsiz Koordinasyon Komitesi (SNCC) üyeliği sırasında, SNCC’nin hedefinin “yerel liderliğe sahip bir topluluk hareketi oluşturmak” olduğunu ifade etmişti. SNCC’nin örgütlenme yöntemi, halkla oturup çevrelerindeki durumu analiz etmek ve değişim için bir gündem belirlemekti. Öğrenme için Adalet’in uygulama pedagojisi, bu yüzden programlarımızı ve öğrenme modellerimizi yerel mücadelelerle ilişkilendirme taahhüdüyle başlar. Öğrenme, adaletsizliklerden en çok etkilenenlerle doğrudan çalışarak gerçekleşir.

Uygulama pedagojimizi şekillendiren yöntemlerin temelinde ise diyalog yer alır. Paulo Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi adlı eserinde hatırlattığı gibi, diyalog, düşünce ile eylemin radikal bir etkileşimidir ve öğrenme sürecimizin temelini oluşturur.

Bu pedagojik temeller anlaşıldığında, “adalet için öğrenmenin” ezilenler için adalet pedagojisiyle nasıl tamamlandığını kavramak mümkündür. Ortak değerlerimiz ve paylaştığımız zemin, mesajlarımızı belirler ve bu mesajlar ezilen topluluklarla iş birliği içinde geliştirilmelidir. Adaleti, öğrenme ve eylem yoluyla inşa etmek için özgürleştirici pedagojinin tanıtımı zorunludur. En çok ezilenlerin dönüştürücü değişimlere liderlik etmesi, demokrasimizin güçleneceğini ve adaletin gerçekleşeceğini gösterecektir.

Peki, “adalet için öğrenmek” ne anlama gelir? Ganz, öğrencilerin liderler olmalarını ve öğrencilere liderliği öğretmelerini hedeflememiz gerektiğini vurgular. Adaleti merkezine alan öğretim ve öğrenme arasındaki bu dönüşümsel alışveriş, sınırlı bir alıştırma değildir. Bu, her sınıfta, topluluk merkezinde, ibadethanede, mutfak masasında, arka bahçede ve toplantı salonunda ihtiyacımız olan demokratik pratiktir. Artık bir araya gelme ve nihayetinde hepimiz için anlamlı değişimlere yönelik birlikte öğrenme pratiğimizi bölümlere ayıramayız. Öğrenme sürecimiz, birbirimiz için eşitlikçi ve kapsayıcı bir topluluk olma anlayışını taşımalıdır.

Bu yazı www.learning forjustice.org sitesinde yer alan “What it means to learn for justice?” adlı makaleden uyarlanmıştır.

 

Paylaş:

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Öğretmenlik Yapmak mı, Öğretmen Olmak mı?
Mülakat Mağdurları Çözüm, 2024 KPSS Atama Bekliyor 17-23 Mart 2025