Tolga Ulusoy: Sertifika Sonrası Toplumlarda Diplomaların Ahvali

Kategori : Güncel

Son dönemlerde ayyuka çıkan diploma krizine dair merak edip de araştırma yapmış değilim. Görebildiğim kadarıyla ortaya çıkanlar öyle tanıdık ve tahmin edilebilir durumlar ki bir sosyal bilimciden çok hukukçunun ilgisini çeken vakalar olarak görülmeli diye düşündüm. Diplomaların neliğine, fazlalığına ve neden hala arzu edilen unsurlar olduğuna dair tartışmalar neredeyse atmış yıldır eğitim sosyolojisinin ana merak konularından birisi. Hele ki çağımızın post-modern addedilen ve cahilliğin geçer akçe olduğu çağımızda diplomaların ve diğer tüm sertifikaların varlığı bir gereksizlik olarak görüleceği düşünülebilir. Ama öyle olmadı diplomalar ve sertifikalar hala yaşantımızda var ve ulaşılmak için yanıp tutuşulan arzu nesneleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar.

Diplomalar eğitim en önemli sosyal işlevi olan tasdiklemenin maddeleşmiş, ete kemiğe (veya kâğıda ve mürekkebe) bütünmüş halleri. Tabii diploma ve diğer sertifikaların bunun için standartlaşmış, ona ulaşma niteliğine sahip herkes için eşit rekabet koşullara sahip ve toplum nezdinde yapısal bir kabul görmüş olması gerekir. Bu da eğitim işlevinin dönüşmesiyle alakalıdır. Eskiden eğitim toplumun dar kesimleri tarafından erişilen bir ayrıcalık edinme aracıyken halk eğitiminin yaygınlaşmasıyla eğitim daha çok meslek veya başka becerileri edindiren bir kuruma dönüşmüştür. Bu durum diplomalar sayesinde gerçeklik kazanmıştır. Bir tıp okulundan mezun olduğunuzu kanıtlayan bir diplomanız varsa doktor olabilirsiniz veya bir aracı sürebilecek bir ehliyete sahipseniz bir araba kullanmanız işten bile değil. Diplomanın bu türden bir becerinin nişanesi olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Eğitimin toplumu dönüştüreceğine dair Aydınlanmacı düşünce buradan ürer. Eğitimli ve uzman kişilerin toplumun önemli kademelerinde yer alması biçiminde tanımlanan meritokrasi ve teknokrasi de bu düşüncenin doğal bir sonucudur.

Önemli eğitim sosyologlarından Randall Collins bu türden toplumları sertifika toplumu (credential society) olarak isimlendirir. Burada özellikle ABD eğitim sisteminde meritokrasi söyleminin yükselmesi ile beraber eğitime ulaşma arzusunun da arttığını varsayar. Collins ayrıca sıkı bir Max Weber takipçisidir. Weber’in Protestanlık ahlakı ile kapitalizmin ruhu arasındaki ilişkiye benzer bir analiz yapar çalışmasında. Ama öncesinde Weber ne demişti ona bakalım. Weber’e göre kapitalizmin amansız çalışma yaklaşımı kendini Protestanlık’ın tanrının bir cezası olarak çalışmaya adamak tutumuna dayanır. Kapitalizmde dini ve uhrevi amaçlar tümüyle dünyevi olana dönmüştür ama eylemin kendisi sabit kalmıştır. Yani toplumda amaçlanan eylemler geri planda kalmış ve hiç de tahmin edilemeyen sonuçlara gerçeklik kazanmıştır.

Sertifika toplumunda da buna benzer bir sonuç ortaya çıkar. Sertifika sonrası toplumlar ne meritokrasi olabildiler ne de teknokrasi; cehaletin en yüce değer olduğu post-modern toplumlara dönüştürler. Bunda diplomalar ve diğer tüm sertifikaların içlerinin tümden boşaltılarak salt sembolik nesnelere, birer nişanelere dönüşmesi önemli etmen oldu. İnsanların fazla diplomalara sahip olmaları bilginin toplumsal yayılımına katkı sağlamaktan çok diploma enflasyonunu doğurdu. Bu durum ile beraber diploma sahibi ama bilgileri eksik olan kişilerin ortaya çıkmasını doğurdu. Artık önemli olan bir diplomaya erişmek için öğrenim sürecinden geçmek, çabalamak, beceriler edinmek değil amaç diplomaya sahip olmak. Süreçten çok sonuca odaklanmak; olmaktan çok sahip olmayı önemsemek.

Ne eğitime ne de diplomalara karşı bir duruş değil doğal olarak durduğumuz konum. Ama diplomaların ve eğitimin günümüzün post-modern toplumunda neoliberal bir metaya dönüşmesinde görmeliyiz esas sorunu. Aydınlanma düşüncesinin toplumu dönüştürebilme kapasitesine sahip bir araç olarak gördüğü eğitimden hiçbir derse bile girmeden erişilen diplomalara giden yol bu oldu. Bunun bir alıcısı varsa doğal olarak yasal veya yasal olmayan şekillerde satıcısını da doğuracaktır sistem.

Ama görünüyor ki diplomalar hala sembolik bir nesne olarak önemli; hak edilmiş diplomaların iptal edilmemesi, hak edilmemiş olanların ise bir an gün yüzüne çıkartılması gerekli. Ama tarihsel olarak baktığımızda diploma sahibi olmak neden toplumsal dönüşümü doğurmadı birilerinin zengin olmak için kullandığı bir araca dönüştü buna bakmak gerek. Toplumsal bağlamlardan ayrı bir diploma mücadelesi geliştirilemez.

Paylaş:
Etiketler : credential society, diploma krizi, diploma skandalı, sertifikalar toplumu

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Proje Okul Yönetmeliğine Dava 21-27 Temmuz 2025
Ötekileştirilen Öğretmenler 04-10 Ağustos 2025