Yusuf Ziya Bahadınlı Öğretmenimizi de Yıldızlara Uğurladık

Kategori : Eğitim Dünyası, Güncel

19 Mayıs 2025 tarihinde, köy enstitülerinden yetişen bir çınar daha aramızdan ayrıldı. Eğitimci-yazar, siyasetçi, sosyalizmin yılmaz savunucusu Yusuf Ziya Bahadınlı’yı 98 yaşında yitirdik.

Yozgat’ın Bahadın Köyünde Doğdu

Bahadınlı, Yozgat’ın Bahadın köyünde bir köylü çocuğu olarak 1927 yılında doğdu. 1938 yılında ilkokulu bitirdikten sonra bir yıl Yozgat Ortaokulunda okudu. Okumak için dişiyle tırnağıyla mücadele etti. 1940 yılında Pazarören Köy Enstitüsüne gitti. Köy enstitüsünde kendini var etti. 1944’te Pazarören’i ilk bitiren öğrenciler arasında yer aldı. 1944–1947 yılları arasında 3 yıl kendi köyünde öğretmenlik yaptı.

“Bahadın’da bin yıldır oluşan bir kültür birikimi vardı. Ben bu bin yıllık birikimin ürünüydüm, kişiliğimde bir etkisi vardı.
Cemevi, Bahadınlılar için bir okuldu: İnsanlar burada hayatı tanıyordu, yaşamayı seviyordu, düşünmeyi öğreniyordu, düş kuruyordu. Müzik vardı, semah vardı, şarap vardı. Ben Pir Sultan’ı, Kaygusuz Abdal’ı, Nesimi’yi, Muhyi’yi ve daha birçok ozanı burada tanıdım.

Nesimi’nin üç yüz yıl önce zamanın yasa koyucularının dayattığı ahlak anlayışına karşı çıkışı ve: “Ar-u namus şişesini taşa çaldım kime ne?” deyişi, beni düşündürmeye başlamıştı. Bahadın köylülülüğün bütün özelliklerini taşıyor, bir yandan da birçok okumuştan fazla edebiyatla, tasavvufla ilgileniyordu.” (Bahadınlı, 2015 a, s.42)

Bahadın ilginç bir köydü, bin beş yüz yıldır sürüp gelen kültürel varlığında; “Ay, Güneş, Yıldız, Aşk, Şarap, Buğday Tanrılarının etkisi vardı. Hititlerin, Şiîliğin, Bâtınıliğin Selçukluların, Osmanlıların, Baba İlyas, Baba İshak’ın Pir Sultan’ın Nesimi’nin, Cemevi’nin, sazın, şarabın, kilimin etkisi vardı.” (A.g.e. s, 42)

Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü Kazandı

1947’de Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsüne girdi, ama girdiği yıl Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatıldı. Birinci sınıf öğrencilerinin kimini Balıkesir Eğitim Enstitüsüne gönderdiler. Orada da tutmayarak, Ankara’ya; Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’ne gönderdiler. Bahadınlı, burayı 1951 yılında bitirerek Edebiyat öğretmeni oldu.

Edebiyat Öğretmeni

1951–1952 İspir Ortaokuluna Türkçe Öğretmeni olarak atandı. O yıl askerliğini istedi. 1952–1953 yılları arasında askerliğini yedek subay olarak yaptı.

Askerlik dönüşü ataması, Kars–Cılavuz Köy Enstitüsü Edebiyat öğretmenliğine yapıldı burada bir yıl kaldıktan sonra bu kez Konya–İvriz Öğretmen Okulu Edebiyat öğretmenliğine atandı (1954 – 1957).

Yaşadığı Baskılar Onu Sık Sık İstifa Ettirdi

1957’de öğretmenlikten istifa edip bir yıl THY’de çalıştı. Yapamadı yeniden öğretmenliğe döndü. 1958–1959’da Düzce’de ortaokul öğretmenliği, ertesi yıl öğretmenlikten bir kez daha istifa edip, İstanbul’da bakkal dükkânı açtı. 1960–1961’de İstanbul Erkek Lisesinde Edebiyat öğretmenliği yaptı. 1961–1965’de “Hür Yayınevi” kuruculuğu ve işletmeciliğini yaptı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Kuruluyor

12 sendikacı tarafından 12 Şubat 1961’de kurulan TİP, emekçilerin ilk partisi oldu. Kurulduğu yıldan başlayarak eylem ve söylemleriyle yurttaşların dikkatini çekmeye başladı. 10 Şubat 1964’de sosyalist tam bir parti hüviyetine büründü.
“Ben bu partiye o günlerde girdim. Hür Yayınevi’ni yeni kurmuştum ve İstanbul Erkek Lisesi edebiyat öğretmeniydim. … Sağcı partiler TİP’i safdışı etmek için ellerinden ne gelirse yapıyorlardı. CHP sürekli TİP’in önünü kesmek istiyordu. Bir de M.D.D’ciler vardı: “Milli Demokratik Devrimciler uğraşıyordu bizimle…”(A.g.e, sayfa 49)

Mehmet Ali Aybar Yozgat’ta TİP Örgütünü Kurmasını İstiyor

TİP’in 1965 yılında yapılacak olan seçimlere girebilmesi için 15 ilde örgütlenmesi gerekiyordu. TİP 14 ilde örgütlenmiş, bir ilde daha örgütlenmesi gerek. Aybar, bir parti görevi olarak Yozgat ilinin TİP örgütlenmesini Yusuf Ziya Bahadınlı’ya verir.
“Yozgat’a bağlı, doğup büyüdüğüm Bahadın köyünde beni tanıyacak kişinin bile az olduğunu söylüyorum. “Bir dene!” diyor.” (A.g.e. sayfa 70)

Bahadınlı Yozgat’ta otobüsten indiğinde köy enstitüsünden bir arkadaşıyla karşılaşır. Kucaklaşırlar, hasret giderirler. Bahadınlı söze başlar, durumu anlatır ve yardım ister. Arkadaşı hangi otobüsle geldiğini sorar, o da söyler. “Bu otobüs bir saat sonra geldiğin yere dönecek hiç beklemeden geri dön; başımıza bir iş(!) de sen çıkarma!..” der.

TİP Deyince Herkes Kendisinden Kaçıyor

Kendi ilçesi olan Sorgun’a gider. Yolculuk sırasında bir tanıdığa derdini anlatır. Senin derdini “Lokantacı filan” çözer der, Lokantacıya gider, lokantacı profesyonel parti kurucusudur. “5000 Kayme” ister. Senin partini terzi kurar derler terziye gider, terzi tamam der, ilk parti teşkilatı Sorgun’da kuruldu diye sevinir, imzalı fezlekeyi kaymakamlığa götürürken terzide çantayı unuttuğunu hatırlar, geri döner, terzinin dükkânına gelen iki öğretmen terziye “sen bu partiyi kurarsan senin dükkânını yakarlar” derler. Terzi anında vazgeçer.

Bu kez yakın kasabalardan birine gider, Akdağmadeni’nde de olmuyor. Yozgat olmuyor, Sorgun olmuyor, Akdağmadeni olmuyor.
Büyük bir umutsuzluğa düşüyor Bahadınlı, partinin seçime girmesi Yozgat örgütlenmesine bağlı. Gelecek için büyük vebal, büyük sorumluluk sırtında…

“Yorgundum, üzgündüm, çaresizdim…” diyor Yusuf Ziya… Orada bir genç kendisine yaklaşıyor. “Ağbi, seni dinledim, kendimi sana ve söylediklerine yakın hissettim. Ama kalkıp da ben varım diyemedim. Bize gidelim mi, hem bir kahvemi içersin, hem de konuşuruz.” (A.g.e. sayfa 72)

İleride derme çatma bir bağ evinde TİP’in örgütü kurulur. Sorgun’da fırın ustası Hasan Usta örgütlenmeyi kabul etmiş, fırınının yanına “TİP İlçe Merkezi” açmıştı. Hasan Usta daha sonraları bunun bedelini ağır ödeyecek, sokakta bacağı kırılacak, evine hırsız sokulacak, fırınına bir tek müşteri alınmayacaktı. Ona rağmen Hasan Usta asla geri atmayacaktı.

Yozgat TİP Örgütü Kuruluyor

Hasan Usta itici güç olur. Bahadınlı ve Hasan Usta diğer ilçeleri de dolaşırlar ve Yozgat’ta örgütü kurmuş olurlar. Sonucu parti merkezine bildirir. “Türkiye İşçi Partisi Yozgat’ta kuruldu.”
“Tamam” der genel başkan, “Yozgat adayısın çalışmaya başla!”
Yusuf Ziya Bahadınlı, bu amansız, korkusuz çalışmaları sonucunda TİP Yozgat Milletvekili olarak TBMM’ne de girecekti. 1965 seçimleri sonunda TİP 15 Milletvekili çıkarır.

İki Kez Dövüldüm, İki Kez Döndüm

TBMM’de TİP Milletvekillerine karşı saldırgan bir tutum takınıldı. Özellikle AP Milletvekilleri, zaman zaman tek yakaladıkları yerlerde TİP Milletvekillerine ölümüne dayak attılar. Bahadınlı da en çok saldırıya uğrayanlardan biriydi.

“İki kez dövüldüm: Birinde beni tekmeleyen milletvekilleri arasında Adalet Partili köy enstitülü biri vardı. Öbürlerini göstererek “haklı olabilirler, beni düşman görüyorlar; ama sen neden vuruyorsun?” dediğimde: “Neden vurmayayım, ben milletvekili değil miyim?” dedi.

İkincisinde Adalet Partili bir senatör vuruyordu. O anda elimde bir süs çakım vardı. Üstümüzdeki ampulün ışığında parladığında: “Aman uşak kaçın elinde sustalı var.” diye bağırdı. İki kez ölümden döndüm.

Birincisi: Çorum’da bin kişilik bir güruhun saldırısında, en öndeki kravatımdan çekiyordu. O çekerken, ben çekerken örme kravatım koptu başım bir dükkanın kapısına çarptı, kapı açıldı, içeri daldım. Kravatım beni ölümden döndürmüştü.
İkincisi: Kayseri’de bir mitingde bir grup; taşla sopayla üstüme saldırdı. Savcı, polis müdürü yanı başımda duruyordu. Tabancamı birden savcının bulunduğu yere doğru doğrulttum: Savcılar, müdürler! Görevinizi yapmıyorsunuz, biz yapalım diye bağırdım:
Birkaç dakikada saldıranlar uzaklaştırıldı. Topluluk dağılıp da arabaya binerken bir polis yanıma geldi. “Ver elini öpeyim ağbi, sen savcıya tabanca çeken ağbisin! dedi.” (Sadık Albayrak, Yusuf Ziya Bahadınlı’ya sorular, Bahadınlı, 2015 b, sayfa 9)

Milletvekilliğinden Sonra Yayıncılığa Devam Etti

1969–1979’da yayıncılığı “Yeni Dünya” adıyla sürdürdü. “İlke” ve “Yeni Dünya” adıyla iki dergi çıkardı.

Almanya’ya Gidişi ve Sürgün Yılları

1979–1991 Almanya’ya davetli gitti; bir yıl kalacaktı; 1980 askeri darbesi nedeniyle dönemedi. Fransa’dan 1983 yılında sığınma pasaportu aldı ve Almanya’da Nürnberg, Berlin, Hannover’de on yıl sürgün kaldı.
1999’da Sosyalist İktidar Partisi’ne üye oldu. Nazım Hikmet Kültür Merkezi çalışmalarına katkıda bulundu. 2000 yılında Beyoğlu Aznavur pasajındaki NHKM binasında Nazım Kitaplığını açtı. 2001’de SİP’in TKP adını almasından sonra hep TKP üyesi olarak siyasi hayatta yerini aldı.

Yusuf Ziya Bahadınlı ile Tanışmamız

Ben Yusuf Bahadınlı ile ilk kez, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfında tanıştım. Yanlış hatırlamıyorsam, Yusuf Şaylan’la birlikte gelmişlerdi. Sonra NHKM’nde bir yazarlar etkinliğinde bir araya geldik, kitaplarımızı imzaladık. Daha sonraları TBMM’ye geldiği zamanlar bana da hep uğrardı. (eski milletvekili olduğu için sağlık gibi özlük işleri olurdu). Çok nezaketliydi, zarif bir insandı…
Yusuf Ziya Bahadınlı devrimciydi, içinden çıktığı halkı hiç unutmadı. Onlar için yazdı, onlar için söyledi, onlar için kıyımlara uğradı. Ama hiç susmadı, hiç susturamadılar…
Bugün fiziki olarak aramızdan ayrılsa da, o hep yaşayacak.
Ailesinin, yoldaşlarının, dostlarının, Köy enstitülerine gönül verenlerin başı sağ olsun…
Işıklar içinde yatsın.

Eserleri:

Hikâye: İtin Olayım Ağam (Hür Yayınevi, 1964), Haçça Büyüdü Hatiş Oldu (Yeni Dünya, 1978), Geçeneğin Karanlığında (Yeni Dünya, 1982), Titanik’te Dans (Yeni Dünya, 1986), Tavandaki Kırmızı (Hikâyelerinden Seçmeler, Morbenek, 1999), Bir Hikâyem Var (Hikâyelerinden Seçmeler, Yazılama Yayınevi, 2017)

Roman: Gülleceli Kâzım (Hür Yayınevi, 1965, 1982; Morbenek, 2004), Gülleceyi Sel Aldı (Hür Yayınevi, 1972; Yeni Dünya, 1978; Morbenek 2003), Gemileri Yakmak (Yeni Dün¬ya, 1977; Hitit, 1989; Milliyet, 1990), Devekuşu Rosa (Cem Yayınevi, 1991), Lidya Gözleri Yaprak Yeşili (Morbenek, 1996, 2000)

Anı: Öyle Bir Aşk (Sarmal, 1993; Say, 1995; Gelenek, 2000; İmge Kitabevi Yayınları, 2007), Meclis’in İçinde Vurdular Bizi (Asya – Şafak, 2006)

İnceleme: Dört Sosyalist Ülke (Hür Yayınevi, 1970), Türkiye’de Eğitim Sorunu ve Sosya-lizm (Hür Yayınevi, 1968), Anadolu Aleviliği ve İslam Fanatizmi (İnsancıl, 2009), Yaşa¬mak ve Ölmek Üstüne (Yazılama Yayınevi)

Sözlük: Deyimlerimiz ve Kaynakları (Hür Yayınevi, 1958, 1959, 1982), Türkçe Deyimler Sözlüğü (Hür Yayınevi, 1964, 1967, 1969 – 2 baskı, 1971, 1976, 1978, 1980, 1981, 1982, 1984), Atasözleri Sözlüğü (Aydın Su takma adı ile) (Hür Yayınevi, 1972, 1973, 1974; Yeni Dünya, 1975, 1981, 1982, 1983, 1985, 1986, 1987, 1988; Yuva Yayınları, 1990, 1991), Türk-çe Okul Sözlüğü (Hür Yayınevi, 1975)

Özel Baskı: Hikâyelerinde – Romanlarında BAHADIN (Morbenek Yayınları, 2003), Kırk¬bir Yazar Kırkbir Yorum, Kim İsem Oyum

KAYNAKÇA:

1. Bahadınlı, Yusuf. Ben Kim İsem Oyum, Cinius Yayınları, İstanbul 2015 (a)
2. Bahadınlı, Yusuf. Yaşamak ve Ölmek Üstüne, Yusuf Ziya Bahadınlı’ya sorular, Yazılama Yayınevi, İstanbul 2015 (b)
3. Yapıtlarıyla ilgili Kaynak: https://yusufziyabahadinli.org/Biyografi

Paylaş:
Etiketler : Yusuf Ziya Bahadınlı hayatı ve eserleri, Yusuf Ziya Bahadınlı kimdir

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

19 Mayıs’ın 106. Yılında İki Hitabe ve İki Gençlik Tasavvuru
Mülakat Sorununu Mülakatla Çözmek 19-25 Mayıs 2025