Milli Eğitim Bakanlığı, 11 Aralık’ta kendi sosyal medya hesabından Türkiye’nin ‘’İlk Sektöre Entegre‘’ Meslek Lisesi, Kütahya Simav’da otomotiv alanında açıldı ‘’müjdesini’’ kamuoyu ile paylaştı.
Böylece eğitim alanında uzunca süredir gerçekleştirilmek istenen stratejinin artık bir programa dönüştürüldüğünü gördük. 12. Kalkınma Planı, Cumhurbaşkanlığı 2024 Yılı Yıllık Programı, 2024-2026 Orta Vadeli Program ve MEB Stratejik Planı (2024-2028) doğrultusunda, “mesleki ve teknik eğitimde yeni bir vizyon oluşturulması için hazırlanan Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi”, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu “nitelikli” iş gücünün yetiştirilmesi iddiasıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla MEB’in sitesinde yayınlanarak start verilmiş oldu.
Kütahya Simav’dan verilen müjde, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nde yer alan “bölge, ihtisas, sektör içi ve sektöre entegre” olmak üzere 4 yeni okul modelinden birinin hayata geçirilmesiydi. Şeref Kazcıoğlu MTAL, Kazcıoğlu Otomotiv bünyesinde “sektöre entegre” açılan ilk kurum oldu. Protokolün tarafları kadar, içeriğin de tartışmalı olduğu belgede, artık mesleki eğitimin okul ortamından koparıldığı, öncelikle sektörün ihtiyaçlarının gözetildiği, eğitimin içeriğinin işverenlerce hazırlandığı, işverenlerin öğretmenlere hizmet içi eğitim verdiği bir model görüyoruz. Bu bağlamda metinde en bolca kullanılan kavramlar da iş gücü, sektör, sektörün ihtiyacı, üretim gibi piyasa diline ait kavramlar.
Oysa daha geçtiğimiz günlerde yerel yönetimlerin açtığı kreş ve anaokulları için Milli Eğitim Bakanı “eğitim MEB’in işidir” diyordu. Konu işverenler olunca bakanın bu hassasiyetinin de yok olduğunu; mesleki eğitimin tamamen okul ortamından koparıldığını ve çocuklarımızın emeği ile birlikte piyasaya devredildiğini görüyoruz. Aynı saiklerle verilen mahkeme kararlarına uymayan ve protokollerle görev ve sorumluluklarını vakıf, dernek ve tarikatlara devreden bakanlığın karnesini bildiğimiz için “bu hassasiyetin” elbette politik olduğunu biliyoruz.
Bizim için sorulması gereken soru: MEB’in müjdesi kime müjde?
Derinleşen yoksulluk ve eşitsizlikler öğrencilerimizin eğitim yoluyla hayatını değiştireceği umudunu ve eğitim hakkını elinden alırken, bakanlığın bu konuda tedbir almak bir yana daha erken, en erken işçilik için mesai harcadığını görüyoruz.
İçinde okul, öğretmen, çocuk, çocuğun gelişimsel ihtiyaçları, çocuğun üstün yararı gibi kavramların hiç geçmediği, artık çocuğun “eleman” okulun “işletme, üretim ortamı” olarak değiştiğini görüyoruz.
Artan yoksulluk ve eşitsizlikler çocukları okulsuz bırakırken, yoksulluğun istismarı piyasaya ucuz işgücü müjdesi değil midir?
Bakanlığın değişmeyen politik hattı, eğitimin dinselleşmesi, işçileştirme ve piyasalaştırma hamlesi hız kesmeden devam ediyor, edecek.
Öyle ki, mesleki ortaokulların açılması, “modüler mesleki eğitim yöntemiyle 7 ve 8. sınıf öğrencilerine temel mesleki becerileri kazandırmak, mesleği sevdirmek ve iş hayatına uyum sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla ‘Zanaat Atölyeleri’ kurularak öğrenciler hem erken yaşta mesleki yeterlilik kazanacak…” diye devam eden en erken, daha da erken işçiliğin müjdeleneceği bir süreçteyiz.
Peki sadece ucuz iş gücü mü olacak çocuklar! Elbette hayır!
Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nde aynı zamanda öğrencilerin “millî ve manevi değerlerini güçlendirmek ve fütüvvet ehli mezunların iş hayatında aktif rol almalarını sağlamak amacıyla ahilik kültürünü temel alan bir ahilik hareketi” başlatılacak deniyor.
Ucuz olduğu kadar, kanaatkar, itaatkar, sebatkar, fedakar, edep üzerine kurulacak bir sistem müjdeliyor düzene…
Ve şairin de dediği gibi,
Ve insanlar, ah benim insanlarım yalanla besliyorlar sizi
Elleriniz isyan etmesin diyedir
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
Bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
Bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
Zehra Kulalı Gezici: MEB’in Sektöre Entegre Meslek Lisesi “Müjde”si Kime?
Kategori : Eğitim Dünyası
Etiketler : mesleki eğitim protokolleri, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi ne içeriyor, zanaat atölyeleri, Zehra Kulalı gezici
Dönüştürücü Bir Öğrenme Deneyimi Olarak Eğitimde Tiyatro (TİE) ve BigBrum Topluluğundan Bir Proje Örneği: “İyileşme Okulları Yaratmak”
Eğitimden öncelikli olarak beklenen, Auschwitz’in…
NadiaTamez-Robledo: Dünya Çapında 44 Milyon Öğretmen Açığı Var
Çeviri: Zeynep Türksoy İlhan Uzmanlara…
Mustafa Karaağaçlı: Yine Bir 24 Kasım’da; “Öğretmen Öznesi Sosyal Eşitsizliklerle Dolu
1.Öndeyi “Yine Bir 24 Kasım’da;…
Sosyal Laboratuvar Olarak Okul – Öğretmenler Odası / Das Lehrerzimmer
Okul sosyal mikro kozmostur, toplumda…
Emily Tate Sullivan: Cep Telefonu Kuralı Ne Kadar Katıysa, Öğretmen O Kadar Mutlu
Çeviri: Zeynep Türksoy İlhan Araştırmalar…
Özgür Hüseyin Akış: Çocuk İşçiliğinin Temelindeki Sınıfsal Gerçek: Bedeli Kim Ödüyor?
Çocuk işçiliği sadece vicdani boyutlarıyla…























