İnternet ve sosyal medya kullanım alışkanlıkları üniversite öğrencilerinin akademik başarıları, dikkat ve odaklanma becerileri üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Çıplak gözle gözlemlediğim bu olumsuz etkileri yaptığım nicel bir araştırmayla da tespit ettim. Bu yazıda yayımlanmakta olan makalemin özet verilerini paylaşacağım. Araştırmanın sonuçları öğrencilerin cinsiyetleri, yaşları, okudukları bölümler, eğitim yılları ve lise diploma notları gibi demografik değişkenlerin öğrencilerin akademik başarılarının belirleyicileri olduğunu ortaya çıkardı. Sosyal medya kullanım alışkanlıkları ile akademik başarı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki kurulamamıştır. Bunun yanısıra, öğrencilerin ders çalışırken sosyal medya kullanım sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım süresi ve ders çalışırken ara verme sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım süresi arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuca göre, öğrencilerin odaklanma ve dikkat becerilerinin sosyal medyada uzun süre harcamaktan olumsuz etkilendiğini, bunun da dolaylı bir şekilde akademik başarıya yansıdığını söyleyebilirim.
Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıkları ve Akademik Başarı
Sosyal bilimlerde metin okumak, okuduğunu kavramak, kavradığını anlatabilmek, tartışmak ve metinler arasında ilişki kurabilmek oldukça önemlidir. Ana ders materyalleri kitaplar, makaleler, yani metinlerdir. Üniversitede sosyal bilimlerde okuyan öğrencilerin gün geçtikçe okumaya olan ilgilerini kaybettiklerine, okuduklarını kavrayamadıklarına, derse ders materyalleriyle gelmediklerine, ödevlerini ertelediklerine veya yapmadıklarına tanık oluyoruz. Çoğu zaman derslerde dikkatleri dağıldığında cep telefonlarına baktıklarını, not tutmadıklarını, bir iki öğrencinin ise notlarını akıllı telefonlarına veya bilgisayarlarına yazdığını görüyoruz. Üstelik buna dair deneyimlerimiz ve gözlemlerimizde yalnız değiliz. Sosyal medyanın öğrencilerin akademik başarısına etkisini inceleyen bir araştırmada yazarlar hem kendilerinin hem de diğer üniversitelerdeki meslektaşlarının deneyimlerinden bahsetmişlerdir. Yazarlar öğrencilerin zamanlarını etkili bir şekilde yürütme becerilerinin azaldığı, ödevleri erteledikleri, ders materyallerini okumaya zaman ayırmadıkları, çok az çalışmayla dersleri geçmeyi umdukları, kendi eğitimlerine gittikçe daha az ilgi duydukları, ders esnasında Facebook’a girdikleri, kısa mesaj ve e-posta gönderdikleri, ortalama dikkat sürelerinin azaldığı tespitinde bulunuyorlar (Paul, Baker ve Cochran, 2012). Üstelik bu tespitleri sadece kendi deneyimlerine dayanarak değil, benzer üniversitelerdeki meslektaşlarıyla yaptıkları görüşmelere dayanarak da yapmaktalar.
Kendi gözlemlerime göre, öğrencilerin bölümlerinin gerektirdiği okumaya, ders hazırlıklarına, derse katılmalarına duydukları ilginin gün geçtikçe zayıflaması, eğitimin sürdürülebilirliği ve niteliği açısından endişe yaratmaktadır ve bu durumun uzun vadede risk oluşturacağını düşünmekteyim. Öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz etkileyen etkenlerden biri olarak uzun saatler boyunca sosyal medyanın kullanımı olduğunu düşündüğüm için çalışmamda Sosyoloji, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi ve Tarih bölümlerinde okuyan öğrencilerin sosyal medya kullanım alışkanlıkları ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi inceledim. Çalışmamda akademik başarıyı öğrencilerin beyanına dayalı olarak genel ağırlıklı not ortalamasının (GANO) yüksekliği ile tanımlamaktayım.
Araştırmalar akademik başarının, öz düzenleme, öz yeterlilik, zaman yönetimi, daha uzun dikkat süresi gibi önemli bileşenlerinin daha az olmasıyla düşük akademik başarı ve daha uzun internet veya sosyal medya kullanım süresi arasında negatif ilişki kurmaktadır. Sosyal medya kullanım alışkanlıkları ile kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi araştıran bir araştırmaya göre, zahmetli düşünme, bilişsel olarak zorlu görevlere katılma ve bundan keyif alma eğilimi olan kişiler sosyal medyayı daha az kullanmaktadır (Zhong, Hardin ve Sun, 2011). Kesin neden sonuç ilişkisi kurulamasa da DEHB ile ilişkili dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivite belirtileri problemli internet kullanımına karşı bir kırılganlık oluşturmaktadır. Bu araştırmalar akademik başarının belli bileşenlerinin kişilerde daha az olmasının problemli internet ve sosyal medya kullanım alışkanlıklarına karşı bir zafiyet yarattığını ve beraberinde bu durumun düşük akademik başarıya neden olduğunu ortaya koymaktadırlar. Buna karşın başka yapılan araştırmalar da internet ve sosyal ağlarda geçirilen zamanın, çoklu görevler yapma ve bir görevden diğerine atlama davranışlarına neden olmasıyla dikkat süresini azalttığına hatta DEHB semptomlarını artırdığına dair kanıtlar sunmuşlardır.
Medya Çoklu Görevi ve Odaklanma
Çoklu görev yapmanın, yani aynı anda iki veya daha fazla göreve katılmanın ya da iki veya daha fazla görevi işlemeye çalışmanın öğrenme ve dikkat üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Örneğin çoğumuz araba kullanırken veya yürürken telefon kullanmanın (konuşmak, mesaj yazmak veya okumak) dikkatimizi dağıttığını gündelik hayatımızda deneyimlemişizdir. Johann Hari (2022), “Çalınan Dikkat” adlı kitabında bilgi ve iletişim teknoloji kullanımlarının insanın bilişsel yapısında yarattığı etkileri uzmanların görüşlerinden faydalanarak analiz ediyor. Hari’nin görüştüğü, sinirbilim alanında yetkin çalışmalar yapmış olan Profesör Earl Miller’a göre, “zihnimizde beyin (aynı anda) sadece bir veya iki düşünce üretebiliyor. Tek bir şeye odaklanabiliyoruz. Bilişsel kapasitemiz çok sınırlı. Bu durum beynin temel yapısından kaynaklanıyor ve hiç değişmeyecek.” (2022: 44). Hari özetle, görevler arasında geçiş yapmaya çok fazla zaman harcadığımızda yavaşladığımızı, daha çok hata yaptığımızı, yaratıcılığımızın azaldığını ve hatırlama ve öğrenmemizin azaldığını söylüyor (2022: 47). Dolayısıyla insanın tek bir şeye odaklandığında yaptığı işin daha iyi olacağı sonucuna varabiliriz. 2022 Nobel Ekonomi Ödülünü kazanan Psikolog Daniel Kahneman “Hızlı ve Yavaş Düşünme” adlı kitabında benzer düşünceleri dile getiriyor. Ona göre, “sık kullanılan “dikkat kesilmek” sözü yerinde bir deyimdir: etkinliklere ayırabileceğiniz sınırlı bir dikkat bütçesini kullanırsınız ve bütçenizi aşmayı denerseniz, başarısız olursunuz. Çaba gerektiren etkinliklerin göstergesi, birbirlerini engellemeleridir; bu yüzden birkaçını birden aynı anda yürütmek zor ya da olanaksızdır.” (2011: 29).
Junco ve Cotten’ın (2011), anlık mesajlaşma ve çoklu görevlerin algılanan eğitim sonuçlarını nasıl etkilediğini incelediği araştırmaları, üniversite öğrencilerinin anlık mesajlaşmayı yüksek düzeyde kullandıklarını, anlık mesajlaşmayı kullanırken birden fazla görevi yerine getirdiklerini ve yarısından fazlasının anlık mesajlaşmanın okul çalışmaları üzerinde zararlı bir etkisi olduğunu bildirdiğini göstermektedir. Öğrenciler hem ders çalışıp hem de eş zamanlı olarak anlık mesajlaşma kullanırken bilişsel aşırı yüklemeye maruz kalmaktadırlar ve bu durum maliyetsiz değildir. Çoklu görev esnasında kişilerin dikkati parçalanır, sürekli bir görevden diğerine geçiş yapmak bilgi işleme sistemlerine aşırı yük bindirir. Sonuçta Junco ve Cotten’a göre öğrenciler anlık mesajlaşmanın ve çoklu görev yapmanın olumsuz etkileri nedeniyle ödev yapamadıklarını bildirmişlerdir. Junco ve Cotten (2012) benzer bir araştırmalarında daha, çoklu görev yapma sıklığının öğrencilerin genel not ortalamalarını olumsuz etkilediğini göstermişlerdir. Bir sınıf ortamında akademik sunum esnasında eşzamanlı olarak anlık mesajlaşma yapan öğrencilerle mesajlaşma yapmayan öğrencilerin öğrenme düzeylerini karşılaştıran bir araştırmada sunum sonrası bilgi değerlendirme testi yapıldığında, sunum esnasında mesajlaşma yapan öğrencilerin daha düşük puan aldıkları tespit edilmiştir. Bu araştırmanın önemli bir bulgusu da testten daha yüksek not alan öğrencilerin mesajlaşma yapmayan ve sunum esnasında daha kaliteli not alan öğrenciler olmasıdır (Waite, Lindberg, Bowman vd. 2018). Kısacası araştırma mesajlaşmanın alınan kaliteli not miktarını ve buna bağlı olarak öğrenmeyi olumsuz etkilediğini göstermektedir. Alınan notun kaliteli olması için nerede/nereye yazıldığı da önem kazanmaktadır. Fried’in (2008) çalışmasında sonuçlar, sınıfta not almak için dizüstü bilgisayar kullanan öğrencilerin çoklu görev yapmak için önemli miktarda zaman harcadığını, dizüstü bilgisayar kullanımının hem kullanıcılar hem de diğer öğrenciler için önemli bir dikkat dağıtıcı unsur oluşturduğunu ve öğrencilerin öğrenmelerini olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Bu sonuçlara rağmen çoğu araştırmada, öğrencilerin ders çalışırken veya sınıfta dersteyken ders dışı amaçlarla medya cihazlarıyla çoklu görev yapmanın dikkat, odaklanma, bilgiyi işleme ve nihayetinde öğrenme üzerinde olumsuz etkileri olduğunu düşünmediklerini görüyoruz.
Bu araştırmalar kesitsel analizler sundukları için, çoklu görev, odaklanma ve öğrenme arasında doğrudan açıklamalar yapamasa da dolaylı açıklamalar yapabilmektedirler. Örneğin çoklu görev uzun vadede bilişsel kontrolü, öz yönetimi zayıflatabilir, bu da akademik başarıyı olumsuz etkiler. Ayrıca bu etkenler arasındaki ilişkileri karşılıklı olarak da düşünebiliriz. Örneğin bilişsel kontrol zayıflığı medya çoklu görevi meşguliyetini artırabilir, bu da akademik başarı düşüklüğü yaratır. Paul, Baker ve Cochran (2012) çalışmalarında dikkat eksikliğinin sosyal medyada harcanan zaman üzerinde anlamlı ve olumlu bir etkisi olduğunu ortaya koymuşlardır. Onlara göre bu durum akademik başarıyı olumsuz etkiler, dolayısıyla dikkat eksikliği ile akademik performans arasında dolaylı bir ilişki olduğu anlamına gelir.
Tartışma ve Sonuç
Soru 1: Öğrencilerin demografik özelliklerinin akademik başarıları üzerinde nasıl bir etkisi var?
Elde edilen verilere göre, cinsiyet, yaş, eğitim yılı, okunan bölüm, lise diploma notu gibi demografik değişkenler ile GANO arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki görülmüştür. Yani bu demografik değişkenler akademik başarı üzerinde etkilidir.
S2: Üniversite öğrencileri interneti ve sosyal medyayı ne sıklıkta ve hangi amaçlarla kullanıyorlar?
Araştırmaya katılan öğrencilerin internette geçirdikleri zamanın çoğunu sosyal medya platformlarında geçirdikleri görülmektedir. Sosyal medya platformlarından en çok Instagram ve WhatsApp’ı kullanmaktadırlar. Çoğunluğu 1-3 ile 4-6 saat arası, en azı 10 saatten fazla günlük sosyal medya kullanmaktadır. Ayrıca sosyal medyada çok zaman geçirdiğini düşünme ile günlük sosyal medyada harcanan süre arasında orta düzeyde pozitif ilişki tespit edilmiştir.
S3: Sosyal medyayı kullanım sıklığı ve amacı akademik başarıyı (GANO) nasıl etkilemektedir?
Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyal medya kullanım süresi ve kullanım amaçları ile GANO puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir, fakat aşağıda bahsettiğimiz (4. sorunun cevabı) başka veriler bu ilişkiyi dolaylı olarak kurabileceğimizi göstermiştir. Bu durum, literatürde üniversite öğrencilerinin sosyal medya kullanım alışkanlıklarının akademik başarılarına özellikle zararlı bir etkisinin olmayabileceğini gösteren çalışmalarla benzerlik göstermiştir, fakat bu çalışmalara göre sonuçlar, sosyal medya kullanım alışkanlıklarının akademik başarıya genel olarak çok az fayda sağladığını veya hiç fayda sağlamadığını da göstermektedir.
S4: Medya çoklu görevinin ve dikkat becerisinin sosyal medyada harcanan süre ile bir ilişkisi var mı?
Öğrencilerin sınıfta ders esnasında ders dinlerken dikkatlerinin kısa sürede dağıldığını ve not tutmada sorun yaşadıklarını, ayrıca ders esnasında sıklıkla bir ileti gelip gelmediğini kontrol etmek, anlık mesaj atmak veya sosyal medyaya girmek amaçlı telefonlarını ellerine aldıklarını gözlemliyoruz. Öğrenciler ders dinlerken ve sınıf dışında ders çalışırken “diğer el” diye adlandırılabilecek kadar cep telefonlarıyla meşgul olmaktadırlar. Ders dinlerken dikkatin dağılması ve odaklanmada sorun yaşama, ders esnasında sosyal medya kullanma sıklığı ve ders çalışırken sosyal medya kullanma sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım süresi arasındaki ilişki incelenmiş ve sadece ders çalışırken sosyal medya kullanma sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım süresi arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Sınıfta ders esnasında medya çoklu görevi ile odaklanma ve dikkat arasında istatistiksel olarak bir ilişki tespit edilememesine rağmen, ders çalışırken “çok sık” sosyal medya kullandıklarını belirten öğrencilerin günlük 10 saatten fazla sosyal medya kullandıkları görülmüştür. Ders çalışırken derse yönelik içerik aramak için sosyal medyaya girilse dahi kullanım süresi uzamaktadır. Bunun yanısıra ders çalışırken ara verme sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım süresi arasında zayıf düzeyde pozitif ilişki tespit edilmiştir, yani ders çalışırken daha sık ara veren öğrencilerin günlük sosyal medya kullanım süresi daha fazladır. Ayrıca ders çalışırken sıklıkla sosyal medya kullanan öğrenciler en çok Instagram kullanmaktadırlar. Bu sonuçlara göre dolaylı bir şekilde, daha kısa ders çalışma süresine sahip öğrencilerin odaklanma ve dikkat becerilerinin sosyal medyayı uzun saatler kullanmaktan olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bunun yanısıra ders çalışırken sosyal medya kullanan öğrencilerin bölümün eğitiminin gerektirdiği metin okumalarını zor bulma oranının, kullanmayan öğrencilere göre yaklaşık 1.8 kat daha fazla olduğuna dair bulguyu, ders çalışırken sosyal medya kullanımının öğrencinin bilişsel bir çaba gerektiren akademik metinleri okuma edimini yapmasına olumsuz etki ettiğine ilişkin bir kanıt olarak görebiliriz. Sosyal medya kullanıcılarının zahmetli okuma ve düşünme edimini yapamadıklarını düşünmek yerine bu yönde bir bilişsel çaba göstermeye motivasyonlarının olmadığını veya yetenek geliştirmediklerini söyleyebiliriz.
Kısacası, ders çalışırken medya çoklu görevi ile dikkat becerisi arasındaki negatif ilişki, bunlar ile akademik başarı arasında dolaylı bir ilişki olduğu anlamına gelir. Araştırmanın aşağıda görüleceği gibi 5. sorusunun cevabı bu ilişkiyi ortaya koymaktadır.
S5: Medya çoklu görevinin, dikkat becerisinin ve sosyal medyada harcanan sürenin akademik performans üzerinde anlamlı bir etkisi var mı?
Ders çalışırken ara verme sıklığı ile GANO puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Daha kısa ders çalışma süresinden sonra mola veren öğrencilerin akademik başarı puanları daha fazla ders çalışma süresine sahip öğrencilere göre daha düşük bulunmuştur. Bu verilere göre genel olarak sosyal medya kullanım süresi ile akademik başarı arasında doğrudan istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki kurulamamış olmasına rağmen, ders çalışırken sosyal medya kullanım sıklığı, ders çalışırken ara verme sıklığı ile günlük sosyal medya kullanım sıklığı arasındaki pozitif ilişkiye bakarak medya çoklu görevinin dikkat sorunu yarattığını, ders çalışırken daha az odaklanmanın da dolaylı olarak akademik başarı puanına olumsuz etki ettiğini söyleyebiliriz. Bu çıkarımı tersinden de yapabiliriz. Dikkat eksikliği olan öğrencilerin ders çalışırken medya çoklu görevi yaptığını, günlük sosyal medya kullanım sürelerinin daha fazla olduğunu, dolayısıyla bunun akademik başarı puanlarına olumsuz etki ettiğini söyleyebiliriz.
Bu araştırmada dikkat ile sosyal medya kullanım süresi arasında pozitif bir ilişki tespit edildi. Bu da öğrencilerin akademik başarılarını etkilemektedir. Sosyal medyanın öğrenciler tarafından ders dinlerken, ders çalışırken ve günlük hayatın birçok yerinde kullanılıyor olmasının ebetteki bir maliyeti var. Henüz bunu fark etmeseler dahi okuma alışkanlıkları ve derin öğrenme becerileri geliştirmelerine olumsuz etkisi muhakkaktır. Bu etkiyi tek yönlü olmaktan ziyade karşılıklı birbirini tetikleyen etkilenmeler olarak düşünmek gerekir. Daha fazla dijitalde kaldıkça ve “sonsuzca” akan görüntüler ve yazılar tarama ve göz gezdirme alışkanlığını besledikçe uzun soluklu okuma davranışı geliştirmek zorlaşmaktadır, bu da dijitalde uzun vakitler geçirmeye uygun, dikkatsiz ve yüzer geçer bir bilinç oluşturmalarına neden olmaktadır. Hari’nin “Çalınan Dikkat” adlı kitabında görüşme yaptığı yazarlar, uzun metin okuma becerisinin, zihni zorlayan metinlerle baş etmeyi sağlayan bilişsel sabır, dayanaklılık ve becerinin kaybedilmeye başlandığında endişelenmekteler. Hatta Harvard Üniversitesi’nden bir profesörün, öğrencilerine çok kısa kitapları okutmakta bile zorlandığı için yerine podcast’leri ve Youtube videolarını kullandığını aktarıyor, “Ki burası Harvard” diye ekliyor (2022: 87). Adı Harvard ya da Giresun Üniversitesi olsun fark etmeksizin öğrencilerin dijital ile kurdukları tutkulu ilişkinin öğrenme ve okuma faaliyetlerini geliştirmelerine olumsuz etkisi apaçıktır. Bu araştırma bağlamında önerim sosyal veya doğa bilimleri ayrımı yapmadan bütün bölümlerde müstakil bir “eleştirel medya okur yazarlığı” dersinin olması veya hocaların ders içeriklerinde buna yer vermeleri veyahut da daha kestirme bir yol olarak derslere girerken cep telefonlarını sınıfta belirlenen bir yere kapalı veya sessize alınmış bir şekilde koymalarını sağlamaktır. Okullarda cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasının yanısıra öğrencilerde eğitime dair bir anlam duygusunun oluşturulmasına uğraşmanın zahmetli ve uzun bir yol olmasına rağmen daha -kesin değil- değerli olduğunu düşünüyorum.
Kaynakça
Augner, C., Vlasak, T. ve Barth, A. (2023). The relationship between problematic internet use and attention deficit, hyperactivity and impulsivity: A meta-analysis. Journal of Psychiatric Research.
Fried, C. B. (2008). In-class laptop use and its effects on student learning. Computers & education, 50(3), 906-914.
Hari, J. (2022). Çalınan Dikkat, Neden Odaklanamıyoruz?, Çev. Barış Engin Aksoy, İstanbul: Metis Yay.
Junco, R. ve Cotten, S. R. (2011). Perceived academic effects of instant messaging use. Computers & Education, 56(2), 370-378.
Kahneman, D. (2011). Hızlı ve Yavaş Düşünme, Çev. Osman Çetin Deniztekin, Filiz Nayır Deniztekin, İstanbul: Varlık Yay.
Paul, J. A., Baker, H. M. ve Cochran, J. D. (2012). Effect of online social networking on student academic performance. Computers in human behavior, 28(6), 2117-2127.
Waite, B. M., Lindberg, R., Ernst, B., Bowman, L. L. vd. (2018). Off-task multitasking, note-taking and lower-and higher-order classroom learning. Computers & Education, 120, 98-111.
Zhong, B., Hardin, M. ve Sun, T. (2011). Less effortful thinking leads to more social networking? The associations between the use of social network sites and personality traits. Computers in Human Behavior, 27(3), 1265-1271.























