Özel Okul Öğretmenlerinin Hakları Yok mu? 20-26 Ocak 2025

Kategori : Güncel

Bu Defa Unutmayalım…

Her ölüm erkendir, her ölüm acıtır ve yaşamımızı eksiltir ancak gencecik bedenleri, gözleri ışıl ışıl yanan çocuklarımızın bedenlerini toprağın altına sonsuza dek bırakmak tarif edilmesi güç bir acı ve katlanılamaz bir hüzün bırakır içimize. Bu adaletsiz ve erken vedaya engel olamamanın verdiği çaresizlik öfkeye dönüşür ama susar bekleriz; önce yüzler, sonra isimler ardından yaşananlar unutulur ve yavaş yavaş alışırız bu acı ve hüzünle yaşamaya.

Bu defa unutmayalım, unutmayalım ki yenileri yaşanmasın ve daha fazla canımız yanmasın.

Bolu Kartalkaya’da yaşanan otel yangınında 78 yurttaşımızı yitirdik. Yitirdiklerimizin 36’sının çocuklarımız, öğrencilerimiz olması yaşadığımız acıyı daha da artırıyor. Önlenebilir bir felaketten dolayı yitirdiğimiz çocuklarımızı, yurttaşlarımızı hiçbir söz ya da eylem geri getirmeyecektir ancak yaşamını yitiren tüm yurttaşlara en çok da gülen gözleri solan çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Bu felaketin nedenlerinin ve sorumlularının bulunması ve yargılanması için sesimizi yükseltmek, sorulması gereken soruları sormamız gerekiyor.

Kamusal yararın gözetilmediği, kamusal denetim mekanizmalarının devre dışı bırakıldığı bir dönemde yaşamımızı yangınlarda, depremlerde, sel felaketlerinde, maden kazalarında yitirmeye devam ediyoruz. İnsan yaşamının ekonomik getiriden önde olduğu, insanın yaşamını hiçbir koşulda ve hiçbir gerekçe ile riske edilemeyeceği bir toplumsal düzen oluşturmak dışında bir seçeneğimiz yok; işte bunun için de unutmamak ve soru sormaya devam etmek durumundayız.

Görevlerini yapmayan, alınması gereken önlemleri almayanlar kimler? Yaşananların gerçek nedenleri nelerdir? İhmalleri kimler görmezden geldi? Sadece sormak değil izlemek ve tanıklık etmek durumundayız. Bu acıların bir daha yaşanmaması için gülen gözlerin solmasında sorumluluğu olanların yargıya hesap vermesine tanıklık etmek durumundayız. Kartalkaya yangını sonrasında yaşanacakları tüm toplumsal kesimler olarak izlemek ve üzerimize düşeni yapmak için unutmamalıyız…

Geçen Haftanın Gündemi

Ülke gündeminin yoğunluğuna rağmen eğitim alanında her hafta yaşananların çokluğu dikkat çekiyor. Geride bıraktığımız hafta özel öğretim kurumları ile ilgili yaşananlar öne çıktı. Mülakat mağduru öğretmenlerin MEB önünde başlattıkları adalet nöbeti, yarı yıl tatili olmasına rağmen öğretmenleri çalıştıran özel okullar, velilerden fazla ücret talep eden özel okullara soruşturma açılmasına ve özel okullarda kıyafet uygulamasına dönük MEB tarafından yapılan basın açıklamaları ile mesleki eğitim ihtisas komisyonu toplantısının yapılması, geride bıraktığımız haftanın öne çıkan eğitim gündemleriydi.

Haklarımız İçin Adalet Nöbeti

Mülakat mağduru öğretmenlerin aylardır sürdürdükleri hak mücadelesi MEB önünde adalet nöbeti şeklinde devam ediyor. Bu yazı yayınlandığında nöbetin 14. günü tutuluyordu. Mağdur öğretmenler, yaşadıkları adaletsizliği ve eşitsizliği her kesimin anlayabileceği açıklık ve yalınlıkla aylardır anlatıyorlar. Adalet arayan bu haklı sesi toplumun tüm kesimleri duydu ancak öğretmenler haklılıklarını sadece MEB’e anlatamadılar, sorunlarına çözüm için adım atılmasını sağlayamadılar.

Çözümsüzlükte ısrar edilmesi ve öğretmenlerin yaşadıkları haksızlığı sineye çekmelerinin beklenmesi üzerine öğretmenler beklenmedik ve alışılmadık bir karşılık vererek 13 Ocak tarihinde MEB önünde adalet nöbetine başladılar ve bu nöbet hala devam ediyor. Öğretmenlerin tepkisini algılamak ve yaşanan mağduriyeti telafi etmek yerine bu sorunu yok sayma eğilimi içerisinde olan MEB’e seslerini duyurmak için adalet nöbetine başlayan öğretmenler 14 gündür bu nöbeti Ankara’nın ayazına ve yağmura rağmen sürdürüyorlar.

MEB, artık mülakat yanlışını savunmaktan vazgeçerek soruna çözüm üretmek durumunda; umarız ek atama ile sorun artık çözülür ve ilerleyen haftalarda bu konu gündem olmaktan çıkar.

Özel Okul Öğretmenlerinin Hakları Yok mu?

Dinlenme hakkı çalışarak yaşamını sürdüren emekçilerin en önemli haklarından biridir. Emekçiler, günde sekiz saat çalışma, insanca yaşam ve dinlenme haklarını uzun ve zorlu mücadeleler sonunda kazanmıştır. Yüzlerce yıllık mücadeleler sonucunda elde edilen bu hakların patronlarca emekçilerin ellerinden alınmasına, yok sayılmasına sessiz kalmak mümkün değildir.
Özel okul sahipleri için, özel işletmeler olmalarından dolayı, önceliğin daha fazla kar elde etmek olduğu bilinen bir gerçektir. Gelirlerin artması için giderlerin baskılanmasını temel bir yöntem olarak benimseyen özel okul patronları giderleri düşürmek için çalışanların ücretlerini ve sosyal haklarını kısıtlama yoluna gitmektedirler. Bu eğilimin yasalarla ve yönetmeliklerle desteklenmesi sonucunda da özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri düşük ücretlerle ve sınırlı özlük hakları ile çalışmak durumunda kalmaktadır.
Ankara’da, yarıyıl tatili olmasına rağmen, bir özel öğretim kurumunun öğretmenleri çalışmaya zorlaması yukarıda ifade edilmeye çalışılan sınırlı haklarla çalışmak zorunda kalınmasının son örneği olmuştur. Bunun öğrenilmesinden sonra söz konusu durumun sonlandırılması için ilgili kuruma giden “Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası” temsilcilerine fiziki olarak müdahale edilmiştir. Bu müdahale aslında işverenlerin ekonomik çıkarları için gösterebilecekleri cüreti açığa çıkarmıştır. Asıl soru ise patronların ve temsilcilerinin öğretmenlere bu şekilde müdahale edebilme cesaretini nereden aldığıdır.
Özel okul patronları nereden güç alırlarsa alsınlar özel öğretim kurumlarında çalışan emekçilerin hakları var ve artık bu kurumlarda çalışanların sendikaları var. Söz konusu öğretim kurumuna “Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine“ aykırı işleyişten mutlaka inceleme ve soruşturma başlatılmalıdır.

Özel Okul Kıyafetleri

MEB, 24 Ocak tarihinde özel okullara devam eden öğrencilerin kıyafetlerinde düzenlemeye gidildiği açıklamasını yaptı. Yapılan açıklamada kıyafet belirlemede velilere mali külfet getirmeyecek kriterlerin esas alınacağı ve kıyafetlerin serbest piyasa koşullarında temin edilebileceği belirtiliyordu. Anlaşılan o ki MEB özel okulların velilerden kıyafetler için ayrıca ücret almasını engellemeye dönük bir adım atmaya çalışıyor.

Bir kamu kurumu olarak MEB’in kuşkusuz denetim ve düzenleyici önlemler alması gerekir ancak alınan önlemler veya yapılan denetimler sorunun nedenlerini ortadan kaldırmıyorsa, sadece sonuçlar üzerinde kısmi etkilerinin olması mümkündür. Özel öğretim kurumlarının kendilerini ve bunların eğitim alanındaki yerini tartışmadan sadece velilerin ödedikleri ücretleri esas alan tartışmalar eksik kalacaklardır.

Özel Okullara Soruşturma

MEB tarafından bu hafta yapılan bir diğer basın açıklaması ile de velilerden “fahiş” fiyat talep eden özel okullara soruşturma açıldığı bilgisi kamuoyu ile paylaşıldı. Bu açıklama MEB’in asli görevi olan denetim görevini yerine getirdiği gibi değerlendirilebilir ancak biraz dikkatli bakıldığında özel öğretim kurumları ile ilgili sorunların sadece fiyat denetimine dönük sınırlı adımlarla çözülemeyeceği görülecektir.

Öncelikle, yapılan pek çok düzenleme ile özel öğretim kurumları doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmektedir. Özel okulların toplam eğitim kurumları içerisindeki oranlarının artırılması siyasi iktidarın resmi politikasıdır ve bundan dolayı da yapılan tüm düzenlemeler, verilen teşvikler, öğrenci başına ödenen devlet destekleri sayesinde özel okulların sayıları ve eğitimdeki etkileri artmaktadır. Uygulanan eğitim politikaları ile özel okullara dönük beslenen ve bilinçli şekilde artırılan talep özel okul ücretlerini de artırmaktadır. Bu fiyat artışları denetimlerle değil ancak MEB’in uygulamaları ve eğitim politikaları ile düşürülebilir.

Özel okul ücretleri göreli olarak düşse dahi bu durum eğitim alanında yaşanan eşitsizliğin giderildiği ve özel öğretim kurumları ile ilgili sorunların çözüldüğü anlamına gelmez. Unutulmamalıdır ki eğitim kamusal bir hizmettir ve bu hizmet mutlaka kamu okullarında verilmelidir.

Mesleki Eğitim İhtisas Toplantısı

MEB, 21 Ocak tarihinde ”Mesleki Eğitim İhtisas Komisyonu” adında yeni bir ihtisas komisyonunun kurulduğu bilgisini paylaştı; Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Yönetmeliğinin 10. maddesine göre kurulan bu komisyonun toplantısına MEB genel müdürleri, akademisyenler ve sektör temsilcilerinin katıldığı da ayrıca yapılan açıklamada ifade edildi.
Mesleki eğitimin planlanması ve uygulanmasına dönük toplantılara uzunca bir süredir sermaye kesimlerinin temsilcilerinin katıldığını biliyoruz. Ağustos ayında yayınlanan Mesleki Eğitim Politika Belgesi ile sürecin bir adım ileriye taşındığını ve artık mesleki eğitimin tamamen işverenlerin gereksinimlerini önceleyen bir yaklaşımla sürdürüldüğünü görmekteyiz. Bu sürecin ise daha fazla çocuk işçi, daha fazla ucuz işgücü ürettiği ortadadır. Sermayenin çıkarlarını değil çocuklarımızın üstün yararını gözeten bir eğitim sisteminin mümkün olduğu unutulmamalıdır.

Çocuklarımızın güvenle yaşadığı yarınlara ulaşmak dileğiyle, görüşmek üzere…

Paylaş:
Etiketler : Mesleki Eğitim İhtisas Toplantısı, Özel Okullara Fahiş Fiyat Soruşturması, Özel Okullarda Çalışan Öğretmenlerin Özlük Hakları

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Eğitimde Birinci Dönemi Geride Bırakırken
Okullar Hüzünle Açılıyor 27 Ocak-2 Şubat 2025