Moe Yonamine: Öğrencilerim Nasıl Birer Çevresel Adalet Aktivistine Dönüştü?

Kategori : Eğitim Dünyası

Çevirenler: Bahar Sena Saraç, Ceyda Nur Arpa, Pınar Azgün

“Çevre adaleti savunucusu olan kimi tanıyorsunuz?”
Sessizlik.
“Gezegen için ya da iklim değişikliğine karşı mücadele eden kimi duydunuz?”
Yine sessizlik.
Eyaletin en çeşitli okullarından biri olan Parkrose Lisesi’ndeki 36 kişilik kalabalık bir sınıfta, Kuzeydoğu Portland’daki yeni sınıfımı rahatsız edici bir sessizlik doldurdu.
“Greta… adı neydi?” dedi ön sırada oturan bir öğrenci sessizce.
Kısa sürede öğrendim ki birçok öğrenci aslında çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele eden insanlar hakkında bir fikre sahipti. Ancak çoğunluğu beyaz olmayan öğrencilerden oluşan sınıfta, yalnızca kendi görünüşlerine benzemeyen insanları — uzaktaki beyaz aktivistleri ve liderleri — tarif edebiliyorlardı. Ama çevresel adaletsizlikten söz ettiğimizde hemen yanı başlarından canlı bir örnek verebiliyorlardı.

Çevresel Adaleti Kendi Çevrenle İlişkilendirmek

Temmuz 2023’te, okulun birkaç metre ötesinde bulunan terk edilmiş Kmart alanı alevler içinde kaldı. Okulun başlamasından sadece iki ay önce gerçekleşen bu dört alarm seviyesindeki yangın, zincir tel çitlerin hemen diğer tarafında yer alan apartmanlarda yaşayan öğrenci ve aileleri etkiledi. Daha sonra, durum daha da kötüleşti. Havada asbest dolaştığı ve Parkrose Lisesi’nin birkaç günlüğüne kapatılması gerektiği duyuruldu. Spor antrenmanları iptal edildi. Bu insanlar, nefes aldıklarına ve dokunduklarına dikkat etmeleri gerektiğine dair medya uyarıları aldı. Öğrenciler, peş peşe anlattıkları canlı hikâyelerle bu durumu paylaştılar.
Yeni Çevresel Adalet sınıfımda, öğrencilerin çevre ve iklim hareketleri arasındaki bağlantıları öğrenmelerini umuyordum; sonunda sınıf, bu bağlantılarla dolup taştı. Lāhainā’daki yıkıcı yangınları, sömürgeleştirmenin etkilerini, Pasifik İklim Savaşçıları tarafından başlatılan küresel iklim adaleti hareketini ve Portland’daki farklı etnik kökenlere sahip ailelerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki astım oranlarıyla ilgili çevresel eşitsizlikleri incelemeye başladık. Her seferinde öğrenciler; mahalleleriyle, kendi evleri ve okullarındakilerle bağ kuracak bir parça buldular.
Ama nasıl olur da bu konuda bu kadar enerji harcarken, kendilerini çevre aktivistleri olarak göremezler? Neden kendilerine benzeyen kişilerin bu değişiklikler için mücadele ettiğini hayal edemiyorlar?
İlk dönemin final projesinin, çevreye verilen zararın nedenleri ve etkilerinin yanı sıra, istedikleri eylemleri içeren aksiyon projeleri olmasına karar verdim.
Öğrencilere sordum: Dünyanın, sizi etkileyen çevre sorunları hakkında ne bilmesini istersiniz? Başkalarının yardımcı olmak için ne yapmasını istersiniz? Bu sorunlarla ilgili siz ne yapmak istersiniz?

Mahalledeki Terk Edilmiş Alan

Beyin fırtınası yaparken, öğrencilerin gündeme getirdiği konular, terkedilmiş Kmart alanıyla ilgili son yaşadıkları olaylardı. Öğrenciler sesli biçimde sorunları söyledikçe, ben de tahtaya yazdım.
Öğrenciler hava kalitesi konusunda endişeliydi. “Şu anda temiz hava soluyup solumadığımızı bilmiyoruz,” dedi Laila. “İşlerin gerçekten daha iyi olup olmadığını bilmek için herhangi bir kanıt görmedik.”
Toplumun güvenliği konusunda endişeler vardı. “Kmart binası o yangından önce uzun süre terkedilmişti,” dedi Naila. “Tamamen ihmal edilmişti, başka mahallelerde böyle bir şey yaşanacağını sanmam.”
Yetkililerin şeffaflık ve savunuculuk eksikliğinden hayal kırıklığına uğrayan Ricky, “Şu anda o araziye ne olduğunu bilmiyoruz,” diye ekledi.
“Biz burada yaşıyoruz ve kimse bize ne yapmaları gerektiğini sormuyor,” diye söylendi Brandon.
Öğrenciler, biriken sorunlarla ilgili uzun bir liste oluşturdu.
Öğrenciler, mahallelerinde karşılaştıkları temel sorunları belirlemeye başlamak için ilk olarak, Prologis şirketi 260.000 metrekarelik alanı satın almadan önce terkedilmiş Kmart alanını araştırdılar. Bu çokuluslu milyar dolarlık şirket, kendisini “dünyanın önde gelen endüstriyel gayrimenkul şirketi” olarak tanıtıyor. Öğrencilerin etkileşimde bulunabileceği bir fotoğraf galerisi oluşturdum ve birlikte haber videoları izleyip haber makalelerini okuduk. Hızla öğrenciler, terkedilmiş Kmart alanının tarihini, yangının sağlık üzerindeki etkilerini ve topluluğun daha önce yaptığı eylemleri araştırmaya başladılar. Dahası, Prologis’in bu alanı bir lojistik dağıtım deposuna dönüştürme planlarını duyurduğunu öğrendiler. Günlük olarak yüzlerce kamyonun okulun önünden geçmesi bekleniyor, bu da zaten astım hastalığıyla mücadele eden mahallede ve yüksek kaza oranı olan okul bölgesinde kirliliği artıracak.
Dikkatimizi çeken şeylerin fotoğraflarını çekmek için cadde boyu yürüyüp Kmart alanına gittik. “Ne fark ediyorsunuz?” diye sordum. “Başkalarının sizin gözünüzden ne görmelerini istersiniz? Onların neye dikkat etmelerini istersiniz?” Bir öğrenci, sokaktaki kırık camın fotoğrafını çekti, bir diğeri çitin arkasındaki apartmanların fotoğrafını çekti, bir diğeri ise terkedilmiş alanın ortasında, büyük bir moloz yığınına örtülen brandanın fotoğrafını çekti. Zincirli tel çitten diğer tarafa birkaç dakika bakmak, birçok öğrenci için bu yerin ne kadar ihmal edildiğini hissetmek için yeterli oldu.
“Sizi neler düşündürüyor?” diye sordum. “Neyi merak ediyorsunuz?” Grup içinde “Çok kirli” ve “Nasıl olur da kimse burayı temizlemez?” yorumları yankılandı.

Emma ise “Burada olmayan bir şeyi fark ettim; mesela burada hiç yangın musluğu yok” dedi.
Bir sonraki hafta, terk edilmiş Kmart alanının etkisini anlamak için birbirimizin kişisel hikayelerini dinlemeye başladık. Öğrencilerin birbirlerine sorular sormaları ve uzmanlar gibi birbirleriyle röportaj yapmaları için bir sınıf hazine avı etkinliği düzenledim. Etkinlikte yer alan sorular şunlardı: ‘Yangının nasıl bir şey olduğunu anlatabilen birini bulabilir misiniz?’ ‘Kmart burada hâlâ varken ona dair bir anısı olan birini tanıyor musunuz?’ ve ‘Terkedilmiş Kmart alanının ne olacağına dair bir fikri olan var mı?’ Öğrenciler, bire bir görüşmeler yaparak birbirleriyle röportajlar gerçekleştirdi ve sınıf arkadaşlarından edindikleri kişisel anlatıları günlüklerine kaydettiler.

Öğrencilerin hangi eylemleri gerçekleştirmek istediğini tartışmaya başladığımızda, Parkrose-Argay Opportunity Coalition ve Sierra Club gibi mahalle örgütlerinin anket örneklerini inceledik. Amaç, Parkrose mahallesinde yaşayan, çalışan ya da öğrenim gören en az 20 kişiyle anket yapmaktı. Öğrenciler, Prologis’in planına alternatif olarak insanların mahallede ne görmek istedikleri gibi konuları kapsayan hem nicel hem de nitel sorular hazırladı. QR kodlarını kullanarak okulda dolaşan öğrenciler, 130’dan fazla yanıt topladı. Daha sonra bulgularını analiz ederek kendilerinde yankı uyandıran ya da onları şaşırtan kalıplar ve yorumlar hakkında bir özet yazdılar. Ardından, eski Kmart alanıyla ilgili istedikleri eylemler için beyin fırtınası yaptılar.

Terk Edilmiş Alanı Kamu Yararına Açmak

“Sizce bu alanda çevresel ya da toplumsal adaleti temsil eden ne yapılmalı?” diye sordum. Öğrencilerin, toplumdaki diğer bireylerle birlikte sözde “özel” alanların kullanımı konusunda söz sahibi olmaları gerektiğini anlamalarını istiyordum. Ben tahtaya fikirlerini yazarken öğrencilerin önerileri tahtayı doldurdu.
“Bir toplum merkezi istiyorum,” dedi Amiah. “Çocukların okuldan sonra veya hafta sonları oynayabilecekleri, ebeveynlerin ise onları okuldan sonra alabileceği bir yer.”

“Sağlıklı gıdalar satan bir market istiyorum,” dedi Mindy. “Eskiden Kmart varken, en azından alışveriş yapmak için yürüyebilirdik.”

“Peki ya bir oyun alanı?” diye sordu Damare. “Diğer parklarda küçük çocuklar ve ailelerin vakit geçirebileceği bir yer yok. İnsanları bir araya getiren güzel bir alan olabilir,” dedi.

“Bence en çok bir evsizler barınağına ihtiyacımız var,” dedi Makiyah. “Evsizlik her yerde ve bu durum ortadan kalkmayacak. Orada bu kadar geniş bir alan var, neden bu şekilde değerlendirmiyoruz?”

Öğrencilere, vizyonlarını ve bunun neden önemli olduğunu defterlerine yazmalarını söyledim. Uygun fiyatlı marketlerin yanı sıra çocuk bakım merkezleri, evsiz kadınlar için barınaklar, toplum merkezleri ve lisenin seçmeli dersler ile spor imkanlarını artıracak eğitim tesisleri istiyorlardı.

Bu fikirlerin toplumla paylaşılmayacak kadar önemli olduğunu biliyordum. Öğrencilerin fikirlerinin ve seslerinin ne kadar güçlü olduğunu görmelerini istedim; çünkü onlar bu toplumun bir parçasıydı ve adalet için harekete geçme ve liderlik etme hakkına sahiptiler.
Onlara şu fikri sundum: “Peki ya fikirlerinizi daha ileri taşıyıp insanları gelip sizi dinlemeye davet etsek?”

“Yine de çok geç olmaz mı?” dedi Miley. “Sonuçta, buldozerler çoktan çalışmaya başladı.”

“Denemeden bilemeyiz,” dedi Zahara.

“Tamam,” dedi Miley. “Ben varım. Deneyelim.”

Öğrenciler Harekete Geçiyor

Odadaki herkes başını sallayarak onayladı ve halkı davet etme kararı alındı.
Öğrenciler, Prologis, şehir yetkilileri, çevre avukatları, bölge temsilcileri, öğretmenler ve konuyla ilgilenebilecek diğer öğrenci grupları gibi davet edilmesini istedikleri kişileri belirledi. Ayrıca, eylem taleplerini duyurabilecek medya kuruluşlarını da eklediler. Öğrenciler, akranlarının görüş ve deneyimlerini içeren, toplumu kendilerini dinlemeye teşvik etmeyi amaçlayan üç panelli sunumlar hazırladılar. Amaçları, çevresel adaletsizliğin mahallelerine daha fazla zarar vermesini engellemekti.

Ancak hâlâ merak ediyordum: Öğrencilerim için çevresel adalet aktivisti hâlâ Greta Thunberg gibi birine mi benziyor? Onların, kendilerine benzeyen aktivistlerle bağlantı kurdukları ve eğitim aldıkları daha adil bir dünya hayal etmelerine nasıl yardımcı olabilirim? Sadece bu aktivistler hakkında okumalarını istemiyordum; onlarla tanışmalarını ve konuşmalarını da istiyordum.
Gelip öğrencilerle konuşmaları için beş toplum temelli kuruluşa ulaştım. Siyahi gençlere çevre eğitimi konusunda mentorluk sunan Blueprint Vakfı’nı; sosyal adalete kendini adamış BIPOC ve LGBTQ+ gençlik aktivistlerine ilham ve mentorluk veren Momentum Alliance’ı; eyalet genelinde Asyalı Pasifik Amerikalı halkların toplumsal refahı için örgütlenip savunuculuk yapan APANO’yu; Kuzeydoğu Portland’ın beyaz olmayan toplulukları için ırk ve çevresel adaletin kesişiminde çalışan Verde’yi ve iklim eylemi politikalarına karşı küresel olarak örgütlenen 350.org’un yerel iştirakı 350PDX’i davet ettim. Öğrenciler bu kuruluşların web siteleriyle makalelerini araştırdılar ve iklim adaleti için gerçekleştirdikleri farklı eylem biçimlerini öğrendiler.
Prologis davetimize yanıt vermedi.

Okulda Çevresel Adalet Fuarı

Bir ay sonra, okulun ilk Çevresel Adalet Fuarı için hazırdık. Harika kütüphanecimiz Em Winokur’un yardımı sayesinde üç bölümden (Sorunlar, Etkiler, Eylemler) oluşan 67 adet büyük üç kırımlı broşürler ile kütüphaneyi konuklar için hazırladık. 50 ziyaretçi bekliyordum ama bunun yerine 400’den fazla kişi geldi, durmadan kütüphaneye girdiler, öğrencileri ziyaret ettiler, sorular sordular ve fotoğraf çektiler. Öğrenciler ve öğretmenler, heyecanla beraber yoğun bir sevgiyle dolup taşarken kalabalık bir kütüphane içinde dönüp durdular. Ricky broşürünün yanında dururken başka bir öğretmen ona “Yaptığın şeyle gurur duyuyor olmalısın. Bu çok iyi düşünülmüş. Herkes bunu görmeli” dedi.
Öğrenciler fuarın ilk yarısında kendi eylem projelerinin yer aldığı broşürlerle konukları selamladılar, ikinci yarısında ise çeşitli çevresel adalet gruplarının masalarını dolaştılar. Öğrenciler, isimlerini sadece sınıfta duydukları kuruluşların aktivistleriyle tanışmak için can attılar. Aktivist gruplara Crag Law Center, Northwest Environmental Defense Center ve 1000 Friends of Oregon gibi hukuku sosyal adalet için bir araç olarak kullanan çevre avukatları ve hukuk grupları da katıldı. Temmuz ayındaki yangının ardından okul bölgesinin anlaştığı bir çevre kaynakları şirketi olan Argos Scientific, Parkrose bölgesindeki hava kalitesini izlemek için kullandıkları veri toplama sistemini gösterdi.
Bir KGW (yerel NBC kanalı) haber muhabiri ve kamera ekibi kütüphaneye girdiğinde, bir grup öğrenci şaşkınlık içinde yanıma geldi. “Geldiklerine inanamıyorum,” dedi Miley. “Bu gerçekten olacak.” Muhabir, mahalledeki hava kalitesi sorunlarıyla ilgili deneyimleri, Prologis’in önerdiği kamyon durağı inşaatının çevre ve sağlık sorunlarını nasıl daha da kötüleştireceği ve terk edilmiş alan için istedikleri eylemler hakkında 3 öğrenciyle röportaj yaptı.
Pist antrenmanlarından önce zaten astım spreyi kullandığını anlatan Zahara “Bu benim için işleri gerçekten kötüleştirebilir,” dedi.
Kaiah ise “Yolda yürüyen o kadar çok çocuk görüyorum ki normal arabaların karmaşasının yanına bir de kamyonları eklemek hiç iyi bir fikir değil” dedi.
Miley, “Okulumuzdan geçen bu kamyonların ve nakliye konteynırlarının uzun süreli kullanımlarının sonuçları var” diye ekledi.
Sonradan, “Bizi haber yapacaklarına inanamıyorum” diye yazdı.

Fark Yaratacak Gücün Olduğunu Fark Etmek

Bütün yıl boyunca öğrencilerden böyle bir şey görmemiştim. Onlara bir fark yaratacak güçleri olduğunu söylememe ihtiyaçları yoktu. Bunu görüp hissettiler. Kütüphane boyunca kucaklaşmalar, özçekimler ve gülümsemeler vardı. Unutmayacağım bir gündü ve umarım öğrenciler de buna tutunabilirler.
Dahası, Çevresel Adalet Fuarı’nın yapıldığı o gün sınıfta düşünme şeklimizi değiştirdi. Rayn, “Aslında böyle bir güce sahip olduğumuzu düşünmemiştim,” dedi. Toplumdan gelen insan sayısından, broşürlerini okuyarak konunun farkına varan öğrenci sayısına kadar halihazırda görebildikleri değişim üzerine düşündüler.
Desmond ertesi gün, “Bunun büyük bir olay olacağını söylediğinizde, bu kadar çok insanın geleceğini düşünmemiştim,” diye paylaştı.
Öğrendiklerimiz gerçekti ve sonunda öğrenciler için de gerçek hissettirdi. Bazıları tanıştıkları çevre aktivistleri ve gruplarıyla birlikte çalışmayı hayal bile edebiliyordu.
Ricky, “Blueprint Vakfı’na başvurumu yaptım” dedi. “Sanırım bu yaz bunu yapacağım.”
Nicole, “Çevre avukatı olmaya karar verdim,” diye duyurdu.
Pasifik Adalı öğrencilerimizden Lolina, sınıfta hakkında çalıştığımız önde gelen Pasifik İklim Savaşçısı Momentum Alliance’tan Kevin Aipopo’a hakkında “Bence gelmesi çok havalıydı” dedi. “Burada, Portland’da yaptığı şeylere dahil olabileceğimizi söyledi” dedi.
Öğrenciler, insanların ve toplumun önemsediğini, çevresel açıdan daha adil bir mahalle için vizyonlarının önemli olduğunu fark ettiler. Çevresel Adalet Fuarı öğrencilere öğrenmenin sebebinin dünyayı daha iyi hale getirmek olduğunu gösterdi. Ve bu dünyanın, onların sesine ihtiyacı olduğunu da.

Bu yazı https://rethinkingschools.org/articles/environmental-justice-activists-look-like-my-students/ adlı sitede yayınlanan Environmental Justice Activists Look Like My Students başlıklı makalenin çevirisidir.

Paylaş:

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Ramazan Sağ: Köyde Yaşamak ve Köyün Öğretmeni Olmak
Dindar Nesil Yetiştirme Projesi Başarılı Olur mu?