Yapay zekâ (YZ), eğitimde büyük bir dönüşüm yaratırken, insan faktörünün rolünü nasıl değiştireceği belirsizliğini korumaktadır. Ancak, dijital eşitsizlikler ve fırsat farklılıkları bu sürecin önündeki en büyük engellerden biridir. Öte yandan, orta gelir tuzağı, nitelikli insan gücü yetiştiremeyen ülkeler için büyük bir risk oluşturmaktadır (Agenor, 2016).
Wallerstein’ın Dünya Sistemi Teorisi (1979), küresel ekonomide merkez, yarı çevre ve çevre ülkelerin konumunu açıklar. Teknoloji odaklı ekonomilerin yükselişi, yenilik üretme kapasitesinin ve nitelikli insan gücüne yatırımın önemini göstermektedir. Güney Kore ve Almanya, eğitim reformları sayesinde bu dönüşüme hızla uyum sağlamış ve teknoloji odaklı iş gücü yetiştirerek rekabet avantajı elde etmiştir (Euler, 2013; Jeong, 2020). Dijital uçurumun derin olduğu ülkelerde, internet ve cihaz erişimi eksikliği, YZ destekli eğitim fırsatlarını sınırlamakta ve eğitimde eşitsizliği artırmaktadır.
Ancak, eğitimde YZ’nin yükselişi öğretmenlerin rolünü nasıl etkileyeceği konusunda önemli sorular doğurmaktadır. Teknoloji, öğretmenlerin yerini mi alacak, yoksa onların rehberlik rollerini mi güçlendirecek?
Öğretmenlik Mesleğinin Değişen Rolü ve Zorlukları
Kraft ve Lyon’un (2024) ABD’deki araştırması, öğretmenlik mesleğinin son 50 yılda önemli bir dönüşüm geçirdiğini göstermektedir. 1998 yılında öğretmenlerin %79’u mesleklerinin yüksek itibar gördüğünü düşünürken, bu oran 2022 yılında %58’e düşmüştür. Lise ve üniversite öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine olan ilgisi de 1970’lerle kıyaslandığında yarı yarıya azalmıştır. Aynı araştırmaya göre, 2022 yılında öğretmenlerin yalnızca %12’si işlerinden memnun olduklarını ifade etmiştir. Bu durum, yalnızca ekonomik nedenlerle açıklanamaz. Bürokratik yükler, sınıf yönetimi sorunları ve mesleğin prestij kaybı da bu düşüşte önemli rol oynamaktadır.
Germano ve Nicholls’un (2020) çalışması, öğretmenlik mesleğinde yaşanan bu zorlukların aşılması için farklı bir yaklaşım sunmaktadır. Araştırmacılara göre müfredat, yalnızca bilgi aktarma aracı değildir. Aynı zamanda bireyleri öğrenmeye teşvik eden ve sınıfta topluluk oluşturan temel bir yapı taşıdır. Öğretmenler, bilgi aktarıcı rolünün ötesine geçerek sınıfı bir topluluk olarak yönetmeli ve öğrencilerle birlikte öğrenme sürecine dahil olmalıdır. Bu yaklaşım, öğretmenlerin mesleklerine yönelik memnuniyetlerini artırabilir. Kanada’daki bazı okullarda, öğretmen ve öğrenciler arasında karşılıklı beklentiler belirleyerek bu modelin başarıyla uygulandığı gözlemlenmiştir. Bu tür örnekler, öğretmenlik mesleğini daha güçlü ve kapsayıcı hale getirmek için somut adımlar olarak değerlendirilebilir.
Öğretmenlik mesleğinin itibarını artırmak ve önemini yeniden inşa etmek için kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bu, yalnızca müfredat reformlarıyla değil, öğretmenlerin desteklenmesi ve rollerinin güçlendirilmesiyle mümkün olacaktır. Öğretmenlerin karşılaştığı zorluklar, yapay zekâ gibi yenilikçi teknolojilerin artan etkisiyle daha da karmaşık bir hal almaktadır. Bu nedenle, yapay zekânın eğitimdeki sınırlarını ve etkilerini değerlendirmek, bu dönüşüm sürecinin başarısı için kritik bir adım olacaktır.
Yapay Zekânın Eğitimdeki Sınırları: Etik ve İnsan Odaklı Yaklaşım
Yapay zekâ (YZ), eğitimde kişiselleştirilmiş öğrenme ve verimlilik gibi fırsatlar sunarken, mahremiyet ihlalleri, önyargılı algoritmalar ve eleştirel düşünme kaybı gibi riskler de barındırmaktadır. Bu durum, yalnızca bir ikilem değil, aynı zamanda “Yapay Zekâ Paradoksu” olarak tanımlanabilecek bir çelişkiyi ortaya çıkarmaktadır.
YZ destekli sistemler, öğrencilere özel öğrenme deneyimleri sunarak kısa vadeli başarılarını artırabilir (Jeong, 2020). Ancak yapılan araştırmalar, uzun vadede bu sistemleri sıkça kullanan öğrencilerin derinlemesine kavrayış geliştirmekte zorlandığını ve yaratıcı düşünme becerilerinin azaldığını göstermektedir (Yıldırım, 2024).
Ayrıca, önyargılı veri setleriyle eğitilen YZ algoritmaları, dezavantajlı öğrenci gruplarına haksız sonuçlar doğurabilir. Örneğin, daha önce cinsiyet veya sosyoekonomik ayrımcılık içeren sistemler, bu eşitsizlikleri eğitimde de sürdürebilir (Narayanan & Kapoor, 2024).
Öğrenci verilerinin toplanması da gizlilik ve veri güvenliği açısından önemli bir sorundur. Verilerin yanlış kullanımı, öğrenci mahremiyetini tehlikeye atabilir ve eğitimde fırsat eşitliğini tehdit edebilir (Kharas & Kohli, 2011).
Yapay zekânın yaygınlaşmasıyla birlikte, öğretmenlerin eğitimdeki rolü de yeniden şekillenmektedir. Ancak, YZ’nin öğretmenlerin rehberlik ve empati rollerini dışlamaması kritik bir noktadır. Kanada’da bazı okullarda, YZ’nin yalnızca destekleyici bir araç olarak kullanıldığı başarılı modeller uygulanmaktadır (Germano & Nicholls, 2020).
Teknoloji, yalnızca bir yenilik olarak değil, insan odaklı bir eğitim anlayışını destekleyen bir araç olarak ele alınmalıdır. Seymour Papert’in “teknolojik yenilikler, pedagojik bir vizyon olmadan yalnızca pahalı oyuncaklardan ibarettir” sözü, bu noktada kritik bir hatırlatma niteliğindedir (Yıldız, 2024).
Toplum İnşasında Okullar: Çeşitlilikten Ortak İlkelere
Eğitim, bireylerin yalnızca bilgi edinmesini sağlamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda, onların toplumsal sorumluluk bilincine sahip, eleştirel düşünebilen ve etik ilkelere bağlı, ahlaki değerleri içselleştirmiş bireyler olarak yetişmelerini amaçlar. Baltacıoğlu’nun (1942) “İçtimai Mektep” yaklaşımı, okulların yalnızca bilgi veren kurumlar değil, bireylerin yeteneklerini ortaya çıkaran ve toplumu ileriye taşıyan yapılar olması gerektiğini savunur.
Benzer şekilde, Conant’ın (1953) modern demokrasilere dair görüşüne göre, eğitim herkes için eşit bir zemin sunmalı ve yetenekli bireyleri topluma fayda sağlayacak şekilde ileri eğitime hazırlamalıdır. Bu anlayış, kapsayıcılığı teşvik ederken toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına da cevap verir.
Bu iki bakış açısı da eğitimin bireyleri güçlendiren ve toplumsal eşitliği destekleyen bir değişim aracı olması gerektiği konusunda birleşir.
Sonuç olarak, eğitimde yapay zekâ kullanımı yalnızca bireysel öğrenme süreçlerini değil, okulların işlevini ve eğitim sisteminin temel ilkelerini de yeniden tanımlıyor. Okullar, yapay zekâyı kişiselleştirilmiş öğrenme ve verimlilik için bir fırsat olarak mı değerlendirecek, yoksa öğrencileri algoritmalara bağımlı hale getiren bir tehdit olarak mı görecek? Bu ikilem, eğitimciler ve politika yapıcılar için kritik bir soru olarak öne çıkıyor. Eğitimin özünü korumak ve yapay zekâ çağında insan odaklı bir yaklaşımı sürdürmek için şu ilkeye yeniden dikkat çekmeliyiz:
“Non scholae, sed vitae discimus.”
Kaynakça:
Agenor, P. R. (2016). Caught in the middle? The economics of middle-income traps. Fondation Pour Les Études Et Recherches Sur Le Développement International. Link: https://research.manchester.ac.uk/files/65097221/Ag_JOES_Paper_Author_Accepter_manuscript.pdf
Baltacıoğlu, İ. H. (1942). İçtimai mektep. İstanbul: MEB Yayınları.
Conant, J. B. (1953). Education and liberty: The role of the schools in a modern democracy. Harvard University Press.
Euler, D. (2013). Germany’s dual vocational training system: A model for other countries? Bertelsmann Stiftung.
Germano, W., & Nicholls, K. (2020). İzlence: Akademik derse hazırlık (2. baskı). (Çev. R. Yüksel). Vakıfbank Kültür Yayınları.
Jeong, E. (2020). Education reform for the future: A case study of Korea. International Journal of Education and Development using Information and Communication Technology (IJEDICT), 16(3), 66-81.
Kharas, H., & Kohli, H. (2011). What is the middle income trap, why do countries fall into it, and how can it be avoided? Global Journal of Emerging Market Economies, 3(3), 281-289. https://doi.org/10.1177/097491011100300302
Kraft, M. A., & Lyon, M. A. (2024). The rise and fall of the teaching profession: Prestige, interest, preparation, and satisfaction over the last half century. American Educational Research Journal, 61(6), 1192-1236. https://doi.org/10.3102/00028312241276856
Narayanan, A., & Kapoor, S. (2024). AI snake oil: What artificial intelligence can do, what it can’t, and how to tell the difference. Princeton University Press.
Wallerstein, I. (1979). The capitalist world economy. Cambridge University Press.
Yıldırım, S. (2024). Yapay zekâ vasat zekâ yaratır mı? Link: https://derslerdergisi.com/yapay-zeka-vasat-zeka-yaratir-mi/
Yıldız, A. (2024). Eğitimde yapay zekâ: Devrim mi, yanılsama mı? Link: https://derslerdergisi.com/egitimde-yapay-zeka-devrim-mi-yanilsama-mi/
1 Yorum. Yeni Yorum
Teknolojideki kaçınılmaz gelişmelerin eğitime yansımasının sonucunu bekleyip göreceğiz. Eğitim hayatta…