Bunlar Okul mu Sığınak mı?

Kategori : Eğitim Dünyası

İktidarın üstte karşı devrimci eğitim bakanları ve onların aşağıya doğru kadrolaştırdığı yöneticileri aracılığıyla eğitimimizin içerik yönünden aldığı çağdışı biçim, kamuoyunun dikkatini daha çok çekti ve bu, haklı olarak daha çok tartışmanın, eleştirinin konusu oldu.

Eğitime dikkatler işin içeriğine yoğunlaşınca biçimine, mekânsal yanına ilişkin gelişmeler gözden kaçtı, kaçıyor. İçi zorunlu ve seçmeli dinsel derslerle doldurulan örgün eğitimde koşaradım geriye doğru gidiş yaşanıyor. Ancak böyle Ortaçağ koşullarına çekilen izlenceleriyle doldurulan okullarımızın bir yandan da yapıları (binaları), altyapısal donanımları ve çevre düzenlemeleriyle ilgili aldığı son biçim, en az dinsel izlenceler kadar kaygı verici düzeydedir.

Nasıldı, Ne Oldu?

Okul yapısının en az üç katı büyüklüğünde bahçesi, bahçesinin çevresi kavak ya da çam ağaçlarıyla çevrili ilkokullardan…
Girişiyle üç katı geçmeyen okul yapısının en az üç kat büyüklüğünde bahçesi, ortasında çınarları, kıyılarında çam ağaçları olan ortaokul ve liselerden…

Yerleşkelerinin çoğu özgün yatay mimari örneği sayılacak, çoğu iki katı geçmeyen ve üç dört parçadan oluşan yapıları; bu yapıların kapladığı alanın en az beş katı genişliğinde, içi çam ağaçlarıyla dolu, genişçe yürüme ve açık spor alanları bulunan bahçeleriyle düzenlenmiş yükseköğretim kurumlarından geçerek…

Özellikle son yarım yüzyılda kamyon kamyon göç ettirilen köylerden, kasabalardan taşınan insanıyla sıkış tıkış doldurulan ve bugün artık araçla da yaya olarak da caddeleri-sokakları yürünmez duruma gelen koca koca kentlerdeki okul yapılarına geldik.
Bunların çoğunun ortak özellikleri şöyledir:

Yetersiz de olsa çevresi iki adam boyu duvarla, demir parmaklıklarla çevrili bir bahçesi bulunan; tabanı betonla, asfaltla, parke taşlarıyla döşenmiş; devasa apartmanlarla dolu yerleşim alanlarının ortasında yükselen beş-altı katlı ilkokul, ortaokul ve liselerden oluşan devlet okullarımız var artık.

Neredeyse tümünde hiç bahçe bulunmayan, sabah giriş ve akşam çıkış saatleri dışında yapının dışında, çevresinde hiçbir öğrenci ya da öğretmenin görünmediği, teneffüslerle öğle aralarının da tıpkı ders saatlerindeki gibi beton-cam karışımı duvarlar arasında yaşandığı 7-8 katlı apartman kılıklı özel okullar, daha doğrusu popüler adlarıyla “kollej”lerimiz çoğaldı sağımızda solumuzda. Bunlar aynı yapı içinde ilkokulu, ortaokulu, lisesiyle “üçü bir arada” özel “eğitim” kurumlarıdır. (1)

 “Apartman Okul” Modası!

Oysa bireyin örgün eğitim yaşamının bütününde duvarlarla çevrili yapılar kadar, belki ondan da çok, okul bahçelerinin önemli yeri vardır. Bunun somut karşılıkları öğrencilerin kişilik gelişimlerinde rahatlıkla gözlemlenebilir. Okul yaşantısından yetişkinlik yıllarına kalan acı tatlı anıların çoğunda mekân, okul bahçeleridir. Oralardaki çocuk oyunlarından (yakar top, saklambaç, birdirbir, yakalamaca…) spor etkinliklerine (jimnastik, futbol, voleybol…), türlü amaçlarla düzenlenen törenlerden öğrencilerin arkadaş çevresinin büyümesini sağlayan paylaşımlara dek toplumsallaşmaya, fiziksel, bilişsel ve ruhsal gelişime yarayan niteliklerin önemli bölümünde okul bahçeleri belirleyicidir. Günümüzde özellikle büyük kentlerdeki çok katlı sıkış tıkış yapıların arasında sayıları hızla artan dört beş katlı, tümüyle bahçesiz ya da yapıların dibinde mendil parçası gibi kalan, öğrencilerin hiçbir işine yaramayan bahçeleriyle boy gösteren upuzun sözde “eğitim” yerleşkeleri, eğitimimizin aldığı biçimin dramatik anlatımıdır.

Okullarımızın ülke genelinde yaygınlaşan fiziksel ortamlarıyla ilgili bu durumundan kaynaklanan çok sayıda olumsuz sonuçlara karşın okulöncesini de katarsak gelişim döneminin yaklaşık yirmi yılını buralarda geçiren milyonlarca insanın fiziksel, bilişsel ve duyuşsal bakımdan ne ölçüde olumlu kazanımlar edindiği, öncelikle üst düzeydeki eğitim yöneticilerini düşündürmelidir. Tabii, “Ders izlencelerini daha çok ne gibi hurafelerle doldurabiliriz, başka hangi tarikat-cemaat yapılarıyla protokoller imzalayabiliriz?” gibi kendi siyasal altyapılarını pekiştirme amaçlı işlerden fırsat bulabilirlerse…

Bugünün toplumsal yaşamında hızla artan yoğun yapılaşma nedeniyle eğitim yerleşkelerindeki açık alanların azalması, hatta önemli oranda tümüyle ortadan kalkması, çocuklarımızın enerjilerini harcayacakları ortamı yok etmiştir. Onların çevreyi, doğayı yakından tanıma olanaklarını ellerinden almıştır. Daha da önemlisi, bu durum insan insana iletişim fırsatlarını, farklılıkların tanınması ve hoşgörü iklimini sınırlamış, toplumsal-çevresel varlıklarla gelişme çağındaki bireyler arasındaki bağlar koparılmıştır. Bu ve benzer nedenlerle -büyük kentler bir yana- en küçük yerleşim birimlerinde bile artan can güvenliği ve trafik sorunları nedeniyle sokaktan ve bahçeden yoksun kibrit kutusu gibi apartman katlarına sıkıştırılan bir örgün eğitim yapılanmasıyla karşı karşıyayız. Özetle, bireyi bütünüyle yaşama hazırlamak gibi kapsamlı bir işlevi olan eğitim öğretim sürecinin mekânı olması gereken okulların amacı değişmiştir. Okulların amacı, öğrencileri bir sonraki eğitim basamağına geçiş sınavlarına hazırlanmakla sınırlanmış, daraltılmıştır. Böylece okullar kuru, bunaltıcı, heyecansız, coşkusuz, hatta öğrencilerin nefret ettiği yaşam alanlarına dönüşmüştür.

Olması Gereken…

Böyle bir fiziksel iklimin içinden de bunalımlı, henüz başlarında oldukları yaşamdan bezmiş, iletişim becerileri sınırlı, doğal ve toplumsal ortamı tanıyamayan, küçük yaşlardan başlayarak psikologlara, psikiyatri servislerine gidip gelen, birçoğunun obezite gibi çağın hastalığından kurtulamayan, şiddete eğilimli kişilikler çıkıyor ne yazık ki. Bunun yaşamdaki daha somut, canlı belirtilerini de özellikle sürekli artan kadın cinayetlerinden, ev-okul-sokak-işyeri gibi ortamlarda yükselen şiddet olaylarından, eksilmeyen trafik teröründen, parasal ilişkilerin yoğun olduğu özel-resmi kurumlarda dönen yolsuzluk ve rüşvet çarkından vb. gözlemleyebilir, ölçebiliriz.

Öğrencilerin zihinsel, bedensel ve ruhsal gelişmelerine katkı sağlayan eğitsel mekânlar olarak okul bahçeleri, eğitimin sürekliliğinin sağlanması ve niteliğinin artırılmasında önemli bir paya sahiptir. Etkin yaşam biçimini özendiren okul bahçelerinin, yeterli donanım ögeleri, yeşil alan ve açık spor donanımlarıyla düzenlenerek öğrenciler için çekici ve zevkli hale getirilmesi amaçlanmalıdır. Toplumdan, doğadan, dünyadan yalıtılmış beton-metal yığını sığınaklara hapsedilerek “insan” yanları köreltilmiş, böyle olunca “birey” olma sürecini de tamamlayamamış insan topluluğuyla her açıdan sağlıklı, mutlu, rahat bir toplum yaratma olanağı yoktur. Eğitim, elbette salt beyinsel işleyişle (ki o da büyük ölçüde ezbere dayalıdır, sorgulama ve yargılama yetilerinden yoksundur) sınırlı bir toplumsal kurum değildir. En özgün örneğini bizim eğitim tarihimizdeki kısacık Köy Enstitüleri uygulamasında görebileceğimiz gibi çocuğun, gencin tüm duyuları ve bedeniyle etkin olarak sürecin içinde olması gerekir.

Her yıl ikiye, üçe katlanan ücretleri, karın tokluğuna çalıştırılan öğretmenleri, alışveriş merkezlerini andıran işleyişleriyle sık sık gündeme gelen özel okullar ve dershaneler, biraz daha yakından bakılması ve gündemde tutulması gereken konular olarak işlenmeyi bekliyor.

(1) İktidarın 2012 başlarında zorbalıkla TBMM’den geçirdiği “4+4+4 Yasası” için hem kendilerinin hem medyadaki algıcıların en çok kullandıkları gerekçe, 8 yıllık temel eğitim uygulamasında ilkokul öğrencileriyle ortaokul öğrencilerinin aynı yapı içinde birlikte olmalarının fiziksel şiddet, cinsel taciz gibi olayların yaşanması bakımından doğru olmadığı savıydı. Her akşam tv kanallarında bu gerekçelerle ilk ve ortaokulların ayrılması gerektiğine ilişkin yalan yanlış bilgilerle sürekli demagoji yapıldı. Oysa söz konusu yasa 12 yıldır uygulanmaktadır ve hâlâ öğretimin aynı yapı içinde sürdürüldüğü çok sayıda ilk ve ortaokul vardır. Ayrılan, böyle okulların giriş kapısının üstünde okul adlarının yazılı olduğu tabelalardır.

Paylaş:
Etiketler : Apartman okul nedir, apartman üniversiteler, yeni okul binaları

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Gözleri Şiir Yazan Çocuklar İçin Öğretmenlere Çağrı
Kişisel Özerklik ve Eğitim